«YÂ GAYYUMU FE LÂ YEFÜTÜ ŞEY'ÜN MİN İL-MİHÎ VELÂ YEUDÜHÜ»
İlâhî isimlerden bir ism-i şerifde «El Kayyum» dur. Gökleri, yeri ve her şeyi yerli yerinde tutan demektir. Mânâsı: Ey vücudu zâtı hakıkıyesi ve kemâli sıfa-tiyesi ve efâliyesi ve evsafı zâtiyesi kendi zâtıyla kaim ve celâl zâtiyesi kaim bizzat olan Allahım! Bütün âlemler İçinde bütün mahlûkatın mesalihi sûrî'lerini ve umuru mânevilerini tedbir etmekde ününden bir şeyin zerresi fevt olmaz. Havass ve Esrarı: Eğer bir kimsenin idrâki ve hafızası zayıf olsa da işittiğini ve okuduğunu hatırında tutamasa 40 gün müddetle her gün 27 kez bu şerefli ismi (duayı) okumalıdır. Tam bir teveccühle (inanarak) ve taharet-i kâmile ile okuyunca gönlü öylesine safi (berrak) olur ki; her ne işitse ve okusa unutmaz. Her kim bu şerefli ismi (duayı) devamlı okusa gayb ilmi o kimsenin gönlünde peyda olur. Öyle ki; insanların benliğini (iç yüzünü) anlar. Eğer bir kimse bir şey kaybetmiş olsa ve ne olduğunu, kimin aldığını bilmese Pazartesi gecesi bu ism-i şerifi 121 defa okusa o kaybolan nesnesi niyetine.. Ve yatıp uyuşa; ruhanîler tarafından buna rüyasında yahut uyanıklığında bir belirti yahut haber verilir. Veya çalan kimsenin suretini buna açıkça gösterirler (42). Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur ki: Bir kimsenin tabiatında nisyan yani unutkanlık galebe etse ve umuru eşyada idrâki merama kudreti olmasa ve bir şeyi hatırında tutmak hususunda güçlük çekse; nicekere tekrar ettiği halde hıfz edemese; her gün günde 27 şer kere olmak üzere 40 gün bu ismin zikrine devam etmelidir. Şu şartla ki; niyet-i sâdı-ka ve taharet-i kâmile ile bir hâlî (tenha) mekânda hakka tam teveccüh ile zikir etse Allah Teâlâ bu ismin nuruyla gönlünü nurlandırır ve artık o kimse unutkanlık hastalığından emin olur. Her hususda kolaylıkla hıfz ve idrâkine kuvvet gelir. Eğer bu ismin (duanın) zikri ile devamlı şekilde meşgul olsa; Hak Teâlâ Levhi dilinden hicablan-nı feth edip maanii mugayyeb'e (gayb kapıları) o kimseye açılır. Ve O kimsede zamir-i nas'a (insanların benliğine (geçmiş-gelecek havadislerinden) vakıf olmakda) ittilâ hasıl olur ve mazi - müstakbel vekailerinden haberdar olur. Her ne tank (yol) ile olursa olsun.. Eğer sakin olduğu mekânda Pazartesi günü 27 kere okuyup o yere (eve üfürse; Allah'ın izniyle o mekâna ebedî hırsız giremez. Bu şerefli ismin (duanın) berekâtıyla (43).. Eğer bir kimsenin bir şey okumağa gücü yet-mese yahut ne okursa unutur olsa; 40 gün müddetle bu ismi (duayı) okumalıdır. Sabah namazından önce okumağa gayret etmelidir. Her ne okursa aklından çıkmaz ve de ona gaibden nesneler açılır. Bir kimse bir şey kaybetmiş olsa; bilmese ki ne oldu? Ve nereye gitdi? Bu niyet ile bu ismi (duayı) 120 defa okuyup yatmalıdır. Rüyasında kaybolan şeyinin ne olduğunu ona haber verirler. Eğer çalınmışsa gösterirler. Yine bu duayı okuyup avucuna üfürse; eğer eve hırsız girmişse ayağı bağlanır, çıkamaz (44). |
«YÂ RAHMÂNE KÜLLİ ŞEY'ÎN VE RAHİMEHÜ»
Esmai İlâhiyeden bir ism-i şerif de «Er Rahman» dır. Yani mü'min-kâfir ayırd etmeden çokça merhamet eden demektir. Mânâsı: Ey merhamet edicilerin merhamet edicisi olan Al-lahım! öyle merhamet edicisin ki; Tecelliyi celâli ulûniyetin satvati heybetinden velhü hayran olan bütün abid kullarına ve eşyai efride tecelliyi cemâl rahmetinin feyz âsânıyle bila garazin vela ivazın mübalağa ile merhamet ve şefkat edicisin. Havass ve Esrarı: Bir kimse zalim ve mütekebbir olsa da onun zulüm ve tekebbürlüğünün gitmesi istenilse bu şerefli ismi beyaz ipek üzerine misk ve zağferanla yazıp o mütekebbir ve zalimin kendi adını ve anasının adını da beraber yazmalı ve o kişinin yattığı yere gömmelidir. Fakat gömdüğü yer temiz olmalıdır. Eğer temiz olmazsa o kişinin ölmesinden korkulur. Böyle yapınca o kişinin yaramaz kötü huylan gidip iyi huyları hasıl olur inşaallah Teâlâ (37). Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur ki: Bu şerefli ismin havass ve esrarı iki vech üzeredir. • Birincisi: Bir kimse gaddar, zalim ve halka zulüm ve cevrü cefa edici olsa; o kimsenin kendi ismini, anasının ismini bir ipek üzerine misk ve zağferanla yazıp o kimsenin her zaman sakin olduğu mekânına göm-meli ve bu şerefli ismi (duayı) günde 298 kere ıslahı niyetine okumalıdır. Islah olur. Bu ismi okumaya devam eden de ruhamadan olup halka şefkat ve merhamet eder. • İkincisi: Bir kimse riyazât-ı kâmile ile halvete girip hayvani gıdalardan perhiz ederek savm-ı siva ile bu şerefli ismi okumağa devam ederse Allah Teâlânın inayeti ile bilkuvve müstead olduğu âsân nefeser Rahman bilfül zuhura gelir. Ve nice harikulade haller zuhur eder. 38 Bir kişinin bir kimse yanında bir dileği, haceti olsa da yapıvermese yahut lülah fülah sevdiği mah-bubuna visali (kavuşması) müyesser olmasa; 3 gün oruç tutmalı ve günde 500 kere bu şerefli ismi (duayı) okumağa devam etmeli 4 cü günü gusül ederek temiz elbise giymeli ve bu şerefli ismi avucunun içine yazıp sevdiğinin karşısında durmalıdır. Allah'ın izniyle sevdiğinin hâli değişip muhabbet eder, dileği, haceti yerine gelir. Bir kimse kendi işlerinde tedbirini noksan eder olsa; günde 300 defa bu şerefli ismi okumaya devam etse; hâli düzelir ve işlerinde sebebe yapışır ve tedbirini tekmil alır (38). Eğer bir kimse yavuz olsa, adama sövücü olsa, gönül kinci olsa ve de mütekebbir olsa; dilese ki onu bu huylarından döndüre.. O iyi bir insan olsun.. Onun haberi yokken bu şerefli ismi (duayı) bir ipek üstüne yazıp temiz bir yere koymalısın. Misk ve zaferanla yazmalısın. O kişinin adını da beraber yazmalısın. Böylece o kimseden o hâl gider. Edepli, hayâlı olur. Hiç kimseye kötü söz söylemez. Bir kişi bir kişiyi sevmese, ona bakmasa, muradını vermese. Üç gün müddetle her gün bu adı 500 defa okumalıdır. Üç günden sonra hamama gidip yıkanmalıdır. Fakat o hamamın kapısı Kıbleye karşı olmalıdır. Hamamdan çıktıktan sonra bu şerefli adı sağ avucuna yazmalı ve mahbubunun karşısında durarak okumasına devam etmelidir. O mahbubu onun aşkından divane olur. Ondan başka kimseyi gözü görmez, gönlü sevmez (39). |
«YÂ VAHİDÜL BAGİ EVVELÜ KÜLLİ ŞEYİN VE EHİRÜHÜ»
Esmai İlâhiyeden bir ism-i şerif de «El Vahid»dir. Yani Tek olup ortağı, benzeri ve dengi bulunmayan demektir. Mânâsı: Ey ezelî, ebedi, bakî, daim ve vahid olan Allahım! Zuhuru esma ve sıfatı vâhidiyetin tecellisiy-le zahir olan eşyanın evveli ve ahiri Sensin. Rüculan sanadır. Havassı ve Esrarı: Eğer bir kimsenin başında yü-buset (kuruluk) olsa ve o kimse deli olsa; gözüne çirkin nesneler görünse; bu ismi devamlı okusa Hakk Teâlâ onu o durumdan kurtarır. Eğer bir kimsenin düşmanı olsa ve düşmanından korksa. öğle vaktinde cenabet olmadan gusül etsin, öğle namazını kılsın. Namazdan sonra bu ismi (duayı) 50 defa okusun. Hakk Teâlâ o kimsenin düşmanını dost eder. Birbirlerine muhabbet ederler. O kişinin zatına sihir ve cadılık tesir etmez. Yılan, çiyan, akrep ve yırtıcı canavarlar ona kâr kılmaz. Allah'ın izniyle (45). Cenâb-ı Şeyhül Ekber (K.S.) Hazretleri buyurur ki: Bir kimseyi kötü düşünceler ve hayaletler istilâ etse; bu ület sebebiyle düşünce ve hayretle kalıp bir amele (işe) mübaşeret ve din ve dünya işleri ile iştigal edemeyip hâli perişan olsa; malihulya (hayal kurma, olmıyacak şeyler arzulama, kötü kötü düşüncelerde bulunma) ve delilikle karşı karşıya bulunsa; bu illet-den kurtulmak için bütün vakitlerde bu ism-i şerifi çok çok okusa; Allah'ın izniyle o dertlerden uzak olur. Eğer düşmanlarının şerrinden ve diğer eziyet veren şeylerden korkusu olsa; öğle namazından önce gusül edip öğle namazını kıldıktan sonra 50 kere bu şerefli ismi (duayı) okusa; bütün korkulardan korunmuş ve kurtulmuş olur. Bir kimse bir yerde yalnız kalıp korksa bu ismi 70 kere okusa; o korkudan emin olur. Allah'ın izniyle.. Eğer bir kimse riyazât-ı kâmile ile bir halvetde günde 7000 kere okusa; Tevhidin sırlarını anlar. Allah'ın İzniyle (46).. Bir kişinin fikri hayâli kendine galip olsa; bu düşünce zahmetinden gözüne uyku girmese; bu şerefli ismi okusa bu zahmetden kurtulur. Eğer bir kimse yoksul olsa, Yahut bir kimseden korkusu olsa; düşmanı kendisine galip olsa; öğle namazım kıldıktan sonra 50 defa bu ismi (duayı) okusa düşmanı dost, vakti hoş olur (47). |
«YÂ ZEKİYYÜ'T TAHİRÜ MİN KÜLLİ AFETİN LİGUDSİHİİ»
Allah Teâlâ'nın isimlerinden bir ism-i şerif de «Ze-kîyy»dir. Tâhir -pâk demektir. Zâtı şerifi zekîyyi mutr-lakdır. Mânâsı: Ey zekîyyi nazif'ün Nâkîü hakiki mutlak; ezelî, ebedî bütün âfetden zâtı pâkî kudsiyei kemalâtınla pâk, ârî ve tâhirsin. İnsan nevinin hatıralarına gelen âfetlerin hepsinden münezzeh zekîyyi mutlaksın. Havass ve Esrarı: Her kim bu şerefli ismi okuyarak ervah davet etmek istese; Çarşamba günü cenabet olmadan temiz gusül etsin. Ve temiz elbise giysin. Evde bir halvet (kimse olmadık) yere gizlice girsin. Bu adı 1051 defa okusun, öyleye kadar evde otursun. Hiç endişe etmeden. Ervahdan 7 kişi gelir, buna görünürler. Elbiseleri yeşildir. Bu kişiye karşı dururlar. Yüzleri yeni ay gibi nurlu olur. Tebessüm ederek dururlar. Bu da birşey dememeli durmadan bu ismi (duayı) okumalı. Onlar buna derler ki: — Ne hacetin var. Bizi niçin yerimizden ayırdın. Bizi Meşrikdan getirdin? Bu ism-i azam kuvvetiyle.. O kimse konuşup şöyle desin: — Ey ervahlar! Allah sizden razı olsun. Siz de Al-lah'dan razı olun. Benim davetimi yerine getirdiniz. Şimdi sizden benim dileğim şudur. Bu isim kuvvetiyle her vakit her işde ve her hâlde; iyi halde, kötü hâlde bana yardım edesiniz. Benim yanımda hazır bulunasız. Onlar da kabul ettikleri sözü söylerler: — Her ne buyurursan emrinde oluruz ve dileğini yerine getiririz, derler. Onlar böyle deyince; o kimse hemen ayağa kalksın. — Allah Teâlâ sizden razı olsun. Aziz tutsun ki; siz beni aziz tutdunuz. Ey ervahlar sizden bana bir nişan - alâmet olmasını dilerim. Yanımda bulunsun. Hacet vaktinde onu okuyunca yanıma gelesiniz, deyince derler ki: — sın. Ve de bu isme şek getirmesin. Bu isim (dua) azim isimdir. Her kim şüphe etse kâfir olur neuzübillâhi Teâlâ (62). Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (KS.) buyurur ki: Bir kimse günde 150 kere bu ismi zikir etse; oruçlu ve riyâzetli olduğu halde.. Her tekrarında «Ya Had im eş Şems ecibenî Ya Allah» dese; buna müdave-metle semadan bir ruhani şahıs nâzü olur ve sorar: — Bu zikirden garazın ve maksadın nedir? O zaman o zikir eden şahıs muradım söylemelidir. O ruhani şahıs der ki: — Dilek ve hacetini hasıl etmek için ben sana yardıma müvekkelim. İktiza ettiğinde hayırlı muradın için beni davet eyle.. Der ve yerine döner. Her hacet için davet olduğunda hazır olur. Bu ismin hassalarındandır: Çarşamba günü gusül edip temiz elbise giyerek bir halvetde oturmalı. Günde 1051 kere bu ismi (duayı) zikir etmeli. Kalbinde habasetden, (kötülükden) buğzu - adâvetden bir şey olmaz. Zümrei Ruhaniyinden 7 şahıs icabet eder. Onların alâmeti şudur. Yeşil elbise giyerler. Beraber otururlar. Onlardan birisi konuşur. Tevazuu ile reddi kelâm etmelidir. Murad ve maksud her ne ise söylemelidir. Bu 100 gün halvet ile husule gelir. Perhizi kâmile ile hayvanatdan ve onlardan hasıl olan gıdalardan sakınmalıdır. O ruhani şahıslarla konuştuğunda hacetini taleb etmelidir. Onlar: — Semi'na ve ata'na (işittik ve itaat) ettik derler. Onlardan yanında bulunması için bir alâmet istemelidir. Bir dahaki halvete hacet kalmamalı. Onlar bir beyaz cevhere benzer bir nesne verirler. Üzerinde yeşil hat ile yazı vardır. O şahıs onu alıp yüzüne gözüne sürmeli ve onlara burada yazılı olan ismi bana öğretin demelidir. Onlar öğretirler. Hatta o yeşil hat ile yazılmış yazıyı okuyunca o ruhani şahıslar orada hazır olurlar. Yeryüzündeki ve denizlerdeki acaibliklere muttali ederler (63). Cinlerle görüşmek ve onlardan dileğini yerine getirmelerini isteyen kimse Çarşamba günü gu-sûl etsin, temiz elbise giysin ve bir halvet evde oturup 1051 defa bu azim ismi okuduktan sonra 7 cin gelir Yeşil donları ile.. Başlarında taçları olur. O kimsenin karşısında dururlar, onunla konuşmak isterler. O kimse onlarla konuşmayıp hemen bu azim ismi başından sonuna kadar devamlı suretde okumalıdır. O kadar çok okumalıdır ki; Onlar: — Ey kişi ne gibi bir işin vardır ki; bizi bu ad kuvvetiyle Meşrıkdan getirdin, derler. O da: — Allah sizden razı olsun.. Şöyle ki bu ismin da'-vetine hazır olduk. İmdi gerek hayırda gerek serde her ne vâki olursa bana yardım edesiniz. Ama da'vet yapan kimsenin hayvani nesneler yememesi, gönlünün safi, berrak olması gerekir. Eğer böyle olmazsa konuşurken şaşırır. Söyleyemez olur. Hayvani gıdalar yememesi gerekdir ki; endişe olmasın. Sonra onun dileğini yerine getirirler. Onları davet eden hemen ayağa kalkıp sağ elini göğsü üzerine koyup: — Buraya gelmekle sizler beni nasıl ululamış iseniz Allah Teâlâ da sizleri ululasın. Şimdi sizlerle benim aramda bir nişan olsun ki; hacet vaktinde gelip hacetimi bitiresiniz. O cinniler de derler ki: — Bize hiç davete hacet gerekmez. Bir mühür verirler. Yumurta gibi olur. Üstünde yeşil hat ile yazı bulunur. O kimse o mühürü alıp öpüp yüzüne-gözüne sürmeli, başına koymalı. — Bu hattı (yazıyı) bana öğretin. Tâ ki okuyayım, demeli. O cinler de onun hassalarını söylerler. O mühürü; fâsıkdan, cünûbden, hayızlı kadından görmemeleri için gizlemelidir. Bu iş bittikden sonra o kimse onlara tevazuu gösterip. — Zahmet çekdiniz.. Varın selâmetle gidin.. Ta benim hacet vaktime değin., demeli. Cinleri davet gerektiği zaman güzel kokular tütsülemeli. Bu duayı 7 defa okumalı. Cinler gelirler. Her ne hacet dilerse yerine getirirler (64). |
«YÂ KÂFİ EL MÜVESSÎ LİMA HALAGA MİN ATA YA FAZLİHİ»
İlâhi isimlerden bir ism-i şerif de «Kâfi»dir. Elveren, yetişen, üfayet eden demektir. Manâsı: Bütün mertebelerde zâhir-bâtın, halka yetecek miktar yardımı kemali fazlın ve çok bağışınla zahmetsiz bahşeden (veren) kâfii mutlak kıymetli varlıksın Ya Rabbi! Havass ve Esrarı: Ceriab-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.SF) Hazretleri buyurur ki: Bir kimse, Allah Teâlânın; rızkına genişlik vermesini murad etse: Bu zikri şerifi günde 7000 kere olmak üzere bir yıl kamilen zikir etmelidir. Bu tertip üzere iken eşiyle mücamaat olsa; sâ-lih bir çocuk hasıl olur. Bu ismin hassalarındandır: Bir kişinin bir kimse yanında bir haceti, dileği olsa; haliyle gönlünün istediği şekilde meydana gelir. Fakat bunun için bu ism-i şerifi misk ve zağferanla geyik derisine yazıp o kimsenin mekânında bir yere göm-melidir. Ve ismin zikrine meşgul olmalıdır. Muradı hasıl olur. Bu ismin hassasmda Esrar-ı acibe (Acaib sırlar) çoktur. Bu ismin zikri ile çokça meşgul olunca Cenâb-ı hakkdan her ne temennisi olursa reva olur. Nail olamadığı arzularına bu ismin (duanın) berekâtıyla ka-vuştukdan sonra hatıra gelmeyen ve mümkün olmayan isteklerine de ulaşır. Yakınları arasında derecesi yükselir. Zengin olursa fakir olmaz. Ve çok ihsanlara nail olur. Allah Teâlâ'nın inâyetiyle (65). Bir kimsenin katında dileğin olsa; hasıl olmasa bu adı geyik derisine misk ve zağferanla yazıp o kimsenin eşiğinin üstüne gizlemelisin. Dileğin hasıl olur. Toprak tutarsın, altın olur. Ama gönlünde şek şüphe olmaması gerekir. Tâ ki; muradın hasıl olsun (66). Bir kimsenin gönlü birisine kapılsa da ondan ümid hasıl olmasa; ne kadar ki cehd etse çare bulunmasa; dilese ki onu kendisine yalvarta: Bu azim ismi geyik derisine misk ve zağferanla yazsın. Ve dilediği kişinin evinin üst eşiğine gizlesin. Muradı hasıl olur. |
«YA NEGİYYEN MİN KÜLLİ CEVRİN LEM YER-DAHU VELEM YUHALİTHU
FİALEHU» İlâhî isimlerden bir ism-i şerif de «Nâkî» dır. Te-miz-pâk demekdir. Cenâb-ı hakkın zât-ı pâk-ı âliyesi ve sıfat-ı nezafet-i kemâliye ve nüzheti feâli itidaliyesi ezelen ve ebeden nakavet-i tamme ile münakkaddır. Manâsı: Ey tam mutlak Nâkî olan Allahım! Ezelî, ebedî Zât-ı pâk'ın ve kemâli nezafeti sıfatın ve itidali nüzheti fiilin; çevri cefanın ve zulmü ezâ'nın çeşitleri nin her türlüsünden tam temizlik paklıkla münakkad-dır. Hoşnud olmadığın ve rızana muhalif olan fiiller; efâl'i kemâliyei nüzhetine karışmayan fâil'i muhtarı hakikisin. Havass ve Esrarı: Cenâb-ı Seyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur ki: Bir kimse şerefli ismin zikrine devam etse; Ce-nâb-ı seyyid'ül kâinat aleyhi efdalüttahiyat hazretlerini rüyasında görür ve çeşitli sevinçli haberlerle müjdelenir. Hazreti Resul (AS.) Ahiret amellerini haber verir. O kimsenin kalbinden dünya muhabbeti kaldırılır ve itminanı kalb hasıl olur. Bu ismin hassalanndandır: Bir kimse hapis olsa; bu ismi çok zikir etmekle (okumakla) hapisten kurtulur. Ve o hapishane harap olur. Ve hapseden zalim cebbar helak olur. Bir kimse bu ism-i şerifi çok zikir etse; dünyasına ve ahiretine fayda hasü olur. Çok dünyalık elde eder. Bir kimse Esraullah'ın (Allah'ın Sırlarının) zahir olmasını (meydana çıkmasını, görünmesini) mu-rad etse; bir halvetde 40 gün uzlet etmeli ve her gün günde 10.000 defa bu ism-i şerifi zikir etmelidir. Keza her gecede yine o kadar zikir etmelidir. Allah Teâlâ Esrar-ı gaybı (gayb sırlarını) gösterip açıklar. Acayiba-ta muttali olur. Fakat her ne görürse gizlemelidir (68). Eğer bir kişi bir zâlim elinde esir olsa yahut hasta olsa; hiç çaresi bulunmasa; bu adı (duayı) çok okursa öyle ki; her gün 2000'den fazla okumalıdır. O kişi hapisten kurtulur. Eğer daha çok okursa zâlim helak olur. Eğer böyle olmazsa yani tahareti kâmile ile okumazsa zararı kendisine olur (69). Bir kişi kâfir elinde esir olsa yahut bir zâlim elinde giriftar olsa veya hapishaneden kurtulmağa gücü olmasa; bu adı çok okusa; ne kadar gücü yeterse... 1000 defa, 2000 defa veya daha çok okusa; Hak Teâlâ'-nın emriyle kurtulur. Bunun için ismi (duayı) okurken temiz olmalı, oruçlu bulunmalı ve namaz kılmalıdır. Eğer temiz olmazsa, namaz kılmazsa hapisten çıkamaz ve eziyet çeker (70). |
«YÂ HANNÂNÜ ENTELLEZÎ VESİAT KÜLLE ŞEY'İN RAHMETEN VE İLMEN»
İlâhî isimlerden bir ism-i şerif de «Hannanü dır çok merhametli olan demekdir. Mânâsı: Ey geniş rahmet ve karşılıksız iyilik se-verlik sahibi olan Allahım! İlmin eşyayı ihata etmiştir (kaplamıştır.) Bütün eşya sınırsız rahmet denizine gark olup ibadet eden kullarına rahmet ve cömerdlik hazinelerinden çok çok, türlü türlü ihsanlar, bağışlar bahşeden, çok rahmet ve merhamet sahibisin. Havass ve Esrarı: Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur ki: Bir kimse 40 gün itikâf etse ve bu sırada bu ismin (duanın) zikrine devam etse o kimseye bir melek gelir. Allah Teâlâ onun makamını Arş'ın altında kılmıştır. O meleğin emri altında 70.000 melek vardır. Muhtelif suretlerde görünürler. Ama ismin tesiratı sabit olduğunda onlar icabet etmez olurlar. Hemen ancak hakemleri olan Melek gelir, o kimsenin karşısında kâim olur. Selâm verir. İtikâfda olan kimse de selâmını alıp muradının hasıl olması için yardım taleb etmelidir. O melek dileğini yerine getirir. Bu ismin hassalarındandır: Bir kimsenin hâli fakir olsa ve ümidi her taraf dan kesilse, sıkıntılı bir durumda kalsa; hayvan at-dan ve ondan hasıl olan gıdalardan perhiz ederek kızıl üzüm yemelidir. Bazı defa suda kaynatarak pişirilmiş taam da yiyebilir. Ve ekmekle az az katık etmeli ve kâh az az su içmelidir. Müddet tamam olduğunda mes- cidden çıksın. Allah'ın izniyle haceti yerine gelir. Bir kimse günde 1000 kere bu ismi okumağa devam etse; borçlu ise Hak Teâlâ borcunu ödettirir. • Hapis ise kurtulur. • Sihir yapılmışsa ondan uzak olur. Allah'ın izniyle (71). Bir kimsenin işi gücü bağlı olsa ve elinden bir şey gelmese, şaşkın ve halkın gözünde hor, hakir olsa. Dilese ki; o bağlılıkdan kurtulsun ve kat'i bay (zengin) olsun.. Ve ne gibi bir maksadı varsa hasıl olsun. Bunun için bu ismi (duayı) 40 gün okumalıdır. Hayvanı gıdalar yememelidir. Bu azim ismi okuyanlar ulu makam ve mertebelere eriştiler. Bu işi işlemek isteyen kimse yaramaz nesnelerden sakınsın. Haramdan ve şüpheli şeylerden ve hayvani gıdalardan perhiz etsin. Az yemekle kendisini arıtsın. Cehd edip ekmekden başka bir şey yemesin. Ekmekle zeytin yağı yesin. Gül suyunda ıslanmış çekirdeği çıkmış kızıl üzüm yesin. Halka karışmasın, kadınlarla oturmasın. Daim halvetde tebessüm eder bir vaziyetde dursun. Dört tarafına bıçakla daire çevirsin ve o dairenin içine girip otursun. Bu azim ismi gecede gündüzde 6000 defa okusun. Eğer gücü yeterse daha fazla okusun. Ne kadar çok olursa faydası o kadar fazla olur. Bu isimden başka bir şey okumasın. Tâ ki; davet tamam olsun ve maksadına ulaşsın. Eğer başka şeylerle mukayyed olursa maksadına ulaşamaz. 40 güne kadar 7 türlü alâmet görünür. 1 ci alâmet: Bu ismi halvetde 7 gün okumalıdır. Bir kaç gün okudukdan sonra gözüne her yer ve her şey söğüt yaprağı gibi yeşül görünür. Ne zaman ki böyle görse; korkmamalı. Gönlünü sağlam tutmalı ve kendini Allah Teâlânın hıfzına bırakmalıdır. 2 ci alâmet: Ne zaman ki; 8 ci gün olduğunda halvetine heybetli iki kimse gelir ve ona derler ki: — Ey sâlih kişi maksadın nedir? Muradın nedir? Bize söyle! Bu ismi okumağı terk et. Dünya işiyle meşgul ol. Bu işlediğin iş ki, sen dilersin. O olacak iş değil.. Sen sakın cevap vermeyesin. Ne kadar nasihat ederlerse etsinler. Bu ismi durmadan okuyasın. O kadar çok okuyasın ki onlar görünmez olurlar. Korkmamalıdır ve okumağı terk etmemelidir. Eğer okumağı terk ederse korkulur, helak olur. 3 cü alâmet: Ne zaman ki 13 cü gün olsa; davet eden o kimse halvetinde otursun. Gönlüne başka bir şey getirmesin. Ve durmadan bu 16 cı ismi (duayı) okusun. Vaktine hazır olsun. Bir yeşül kuş gelip görünür. Güvercin büyüklüğünde olur. Kaba avazıyla bağırır. Ona benzer nice kuşlar gelirler. Sağa sola uçuşurlar. Davet sahibinin üstüne başına konarlar. Çağırırlar. O kişi korkmasın durmadan ismi okusun. Sonra kati kavga olur. O kuşlar kanatlarını birbirine vururlar. Kaba avaz ile çağırırlar. Gereklidir ki o davet sahibi kimse hiç korkmamalıdır. O zaman daha yüksek ve hızlı okumalıdır. O kuşlar giderler. 4 cü alâmet: Ne zaman ki halvetde 17 ci gün olur. Halvetin kapısından içeri güzel suretli, süslü, giyimli, sakalsız bir oğlan gelir. Sağ yanağında büyük bir beni olur. İki bölük saçı olur. Saçları iki yanına dökülmüş olur. Gayet yakışıklı olur. Gören kişinin gönlü akar. Geldiği vakit selâm verir. O kimse selâmını alıp selâmdan sonra bir şey dememeli ve ara vermeden okumağa devam etmeli. O güzel suretli oğlan ona binbir naz ile gönlünü almak için konuşur. O kimse nefsine uyup onunla konuşur ve meşgul olursa okuduğu isim hatırından gider. O güzel suretli oğlan onu o saat öldürür. 5 ci alâmet: Ne zaman ki 27 ci gün olur. Davet sahibinin her ne ki hatırına gelse; gönlündekini bilir, aşikâre olur. Nereden geldiğini, nereye gideceğini, ne olduğunu ve ne vakit öleceğini hepsini bilir. Ama bu sırrı kimseye söylememesi lâzımdır. Tâ ki davet bâtıl olmasın. 6 cı alâmet: Ne zaman ki 28 ci gün olur. Halvetine dört bucuklu bir büyük mendil düşer. O kimse o mendilin içine girip o ismi devamlı okumalıdır. Akşam olunca bir yeşül kişi toprakdan bir kandül getirir. O kandilin fitilini yakar. Zeytin yağı ve Yasemin yağıyla yandırır. Ertesi güne kadar o kandüli her gece ertesi güne kadar devam etmek üzere 12 gece yandırır. Davet sahibi mendilin ortasında oturur. Eğer uyursa mendilin içinde uyumalıdır. 40 cı gece tamam olunca o mendilin kenarından 4 kişi gelirler. Davet edene şöyle derler: — Ey Âdem oğlu! Tez çık o mendülden ve okumağı terk et. Bu ettiğin iş sana hayâldir. O ki sen tasavvur edersin, o sana olacak değüldir. O ara vermeden okumasına devam etmelidir. Onlar yine şöyle söylerler: — Garazın (maksadın) nedir? Sen iste verelim.: Mahbubun mu var sana getirelim. Düşmanın mı var helak edelim. Maksadın ne ise hasıl edelim. Buraya çık.. Davet sahibi o kimsenin hiç bakmaması ve okumağı terk etmemesi gerekdir. Onlar görürler ki; o kimse ne korkuyor ne de cevap veriyor. Ona derler ki: — O meleği azim hakkı için ki, onun adıyla mü-sahhar kıldın. Hacetin ne ise söyle hasıl edelim. O kimse onlara şöyle demeli: — Ey Allanın kulları! Benim sizinle hacetim yoktur. O nesne ki ben dilerim. Allah Teâlâ verir. Varın siz selâmetlikle gidin.. Fazla bir şey söylememeli. Eğer mendilden dışarı çıkarsa ve okumağı terk ederse o anda öldürürler. 7 ci alâmet: Ne zaman ki 40 cı gün olur. Bir kavga-gürültü kopar. Çeşitli suretde ve her türlü silâhlarla askerler görünürler. O kimse onlara bakmamalı ve onlarla kayıtlanmamak ve cevap da vermemeli. Durmadan ve ara vermeden okumağa devam etmeli. Ta sultanları 30.000 oğlanla gelip önünden geçinceye kadar.. Sultanları Aslana binmiş ve bir yılanı kamçı etmiş olur. O maiyetinde olan oğlanların yüzleri inciye benzer. Sultana hizmet ederler. Her birinin elinde birer tabak bulunur. İçleri cevahirle dolu olur. Ve o padişah ki; Melek'ü-ervahdır. Davet sahibi o kimseye erişir, selâm verir. O kimse ayağa kalkıp iki elini göğsü üzerine koyarak onun selâmını almalıdır. Ve oturduğu yerden ayrılmamalıdır. Sonra oturup yine okumağa devam etmeli. Tâ ki padişah onunla konuşuncaya kadar. Padişah ona şöyle söyler. — Ey Âdem oğlu maksadın nedir? Davet sahibi demelidir ki: — Ey Melek'il ervah! Allah sizden razı olsun. Sen ki, gelmenle beni razı ettin. Benim davetimi kabul edip geldin. Çok zahmet çekdin. İmdi benim senden muradım şudur ki: Beni askerlerine arz edesin, gösteresin. Beni tanıyalar. Benim emrimde olalar. Her ne vakit ki benim emrimde olalar. Her ne vakit ki benim bir hacetim olsa; hemen o hacetimi yerine getireler. Ve devamlı benim hükmümde olalar. Senin nazarın da daima bende olsun. Kendini bana gösteresin. Benim hâlimden gafil olmayasın. Bana kendi elinle bir ahidname yazıp veresin. Vezirlerinle subaylarının da adlarını o ahidna-meye yazasın. Kaç ere benim ihtiyacım olursa; ne zaman ki dilesem getiresin. Abdestli olarak halvete girse. İki rekât namaz kılsa. O levhayı ve ondaki isimleri 7 defa okusa hemen hazır olup muradını ve maksadım yerine getirirler (72). |
«YÂ MENNÂNÜ ZÜL İHSANI KAD AMME KÜLLE'L HALAIKI MENNEHÜ»
Allah Teâlâ'nm isimlerinden bir ism-i şerif de «Mennân»dır. Zahirî, bâtınî ni'metlerin her çeşidini çokça verici demekdir. Asla münkat'i olmaz. Öyle Men-nân Vacibül vücutdur ki; ihsan sahibidir. İsm-i Men-nân tecellisinin Süryanî (sirayet etmesi hâli) bütün mümkünat umuma sirayet etmiştir. Bütün yaratılmışların hepsi nasiblerini almış ve el'an almaktadır. Manâsı: Ey mübalağa ile envai ni'metler verici ni'-met ve ihsan sahibi olan Allahım! Fazl ve ni'metleri-nin ve kereminin ihsan ve bağışı bütün yaratılmışlara umumidir. Mü'min kâfir fark ettirmeksizin, hepsine veren sensin. Havass ve Esrarı : Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur: Bir kimse bu ism-i şerifi günde 9000 defa olmak üzere 70 gün zikir etse; o kimseye ricâl-ullahdan (Allah'ın mânevi kudret ve kuvvet sahibi evliyasından) bir recül zahir olur. (bir kimse görünür.) Ve ilm-i kimyayı sıhhati üzere ona öğretir. Onun öğrettiğinden terkip olunan eczalar kıymetli taş ve altın olur. Yani Allah'ın evliyası o kimseye altın yapma sanatını öğretir. Bu ismin hassalarındandır: Bir kimse bu ismi çok okusa; borcu kendisine ödettirilir. Ve hakk Teâlâ'nın ve insanların sevgilisi olur. ömrü uzun olur. Zürriyeti çok olur. Sonu hayırlı olur. Bir kimse bu şerefli isimle meşgul olup hayva-natdan ve ondan çıkanlardan riyâzet-i kâmile üzere perhiz edip halvetinde günde 5000 kere zikir etse (okusa) esnaf-ı kimyâ'dan bir sınıf zahir olur. Yahut rical-i gaybdan bir recül gelip ona kimya İlmini (altın yapma) sanatını öğretir (73). Bir kişinin borcu çok olsa; kimse de ona bir-şey vermese. Bu adı sıdk ile çok okusa; herkes ona ba-ğışda bulunur. O kadar ki; kendi halka ödünç verir. Malı, oğlu-kızı çok olur. ömrü uzun olur (74). |
«YÂ DEYYAANE'L ÎBADİ KÜLLÜN YEGUUMU HAA-DÎÂN, LİREHBETİHÎ VE
RAĞBETİHλ Allah Teâlâ'nın isimlerinden bir ism-i şerif de «Deyyan»dır. Kullarını mübalağa ile muhasebe edici (hesaba çekici) dir ki; hâli şanlarına âlim-i mutlakdır. (Kullarının her hallerini, hareketlerini ve niyetlerinin ne olduğunu mutlaka en iyi bilen) demekdir. Mânâsı: Kullarım mübalağa ile daim muhasebe edici ve amelleri muktezası ivazlar verici Ey deyyan Zülkemâl ve Mevlâyı müteâl; kahrı celâl azametin ter-hibi (sakındırmak) için, ve fazlı ihsana rahmetin ter-gıbi (rağbet ettirmek) için kulların korku ile rica arasında huzu, huşu üzere kaim ve tevazu edicilerdir. Havass ve Esrarı: Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur: Bir kimse bu ism-i şerifi her gün 5000 kere olmak üzere 90 gün zikir edip bu isimle dua etse; acaib-ler, garaibler (acaib-garaib şeyler) görür. Ervah ve eş-bâha mutasarrıf olur. Hızır ve Ilyas Aleyhimüsselâmla karada ve denizde mutasarrıf olur. Allah'ın kudretiyle. Bu şerefli ismin hassalarındandır : Bu kutsal ismi beyaz bir ipek üzerine yazıp emanet eşyanın üzerine konulsa o emanet her türlü tehlikeden korunmuş olur. Eğer meyyitin (ölünün) kefenine yazılsa kabirde cesedi değişikliğe uğramaz. Bars alâmeti üzerine yazılsa Allah'ın izniyle hastalığa yakalanmaz. Eğer bir kişinin yolculuğa çıkmasına, gurbete gitmesine razı olunmazsa ikameti (evinde kalması) niyetine bu ismi yazıp olduğu mevziide Kıbleye teveccühü (Kıble yönüne) olan bir yere gömmelidir. Bir kimse ticaret için yolculuğa çıkmak arzu ettiğinde misk ve zağferanla bu ism-i şerifi geyik derisine yazıp satacağı metaın arasına koysa hırsızdan ve hıyanetlikden malı korunur. Bir kimse tenha bir mekânda bu büyük ismi gündüz 10.000 defa ve gece 10.000 defa zikir etse (okusa) Hakk Teâlâ bütün insanları ona teshir edip yaratıklar ona musahhar olurlar (75). Eğer bir kimse altın gibi, gümüş gibi bir nesneyi ya da bir miktar parayı emanet olarak verse; ve nasıl vermişse bir değişikliğe uğramadan ve inkâr edilmeden öylece almak için bu duayı bir beyaz ipek üzerine misk ve zağferanla yazıp başındaki başlığının bir tarafında bulundursa; verdiği emaneti hiç bir değişikliğe uğramaz. Eğer bu isim kefene yazılsa o ölüye sual olunmaz. Bir kimse yolculuğa çıkmak istese de yakınları buna razı olmasalar. O Kişinin niyetine bu ismi eşref saatde yazıp Kıbleye karşı sağlam bir duvar dibinde gizlemelidir. O kimse yolculukdan geri kalır (76). |
«YÂ HALİGA MEN FİSSEMAVATİ VEL ERDİ VE KÜLLÜN İLEYHİ MEÂA'DUHU»
Allah Teâlâ'nın güzel isimlerinden bir ism-i şerif de «El Hâlık»dır. Her şeyin yaratıcısı demektir. Cenâb-ı hâlık-ı lâyezal bütün mevcudatı yaratandır. Mânâsı: Ey hâllak'u kevnü mekân ve ey mevcudu ervah-ı kerubiyan ve ey rezzak-ı âlemiyen ve ademi-yen; Bütünüyle cemi ulviyatı Semavi mukadderatı ve bütünüyle süfliyatı arz'ıyei zevatı ve zerratı yaratan hâlık ve lâyezal ve mebdei küllisin. Cümle zevatın mu-addilisin. (Tâdil edenisin). Bütün zevat yine sen azi-müşşana avdet ederler. Havass ve Esrarı: Cenâb-ı Şeyhül Ekber Muhyiddin Arabi (K.S.) Hazretleri buyurur: Eğer gurbetde olan bir kimse bu ism-i şerifi günde 1000 kere zikir etse (okusa) Allah Teâlâ'nın kudretiyle vatanına ve ehline ulaşır. Bu şerefli ismin hassalarındandır: Bir kimsenin; gurbete çıkıp da kaybolmuş ve nerede olduğu bilinmeyen bir adamı olsa; o kimse iki rekât namaz kılsın. Bu iki rekât namazın her rekâtında bir fatiha ve on İhlâs-ı şerif okusun. Bu mübarek ismi (duayı) bir geyik derisine yazıp başının altına koysun ve de okumağa meşgul olsun. Rüyasında kaybolmuş o adamı görür, onunla konuşur ve onun nerede olduğunu bilir. Eğer ölmüşse ölü olarak görür. Eğer hayatda ise gelmesi için zikrine devam etmelidir. Gelir, kavuşur. Bir kimse her gün 90 defa zikir etse; Hakk Teâlâ o kimseyi bütün belâlardan korur. O belâların ehveni cüzzâm bars ve ağrı-sızı olur. Allahümme âfina. Bir kimsenin gaibi nerededir bilinmese; bu ismi 25.000 kez zikir etse; o gaib olan kimse kısa zamanda vatanına döner. Eğer malı kaybolmuş kimse aynı şekilde zikir ederse malı bulunur. Aynı şekilde hizmetçisi kaçmış kimse için zikir olunsa; kaçan geri dönüp gelir. Allah'ın izniyle.. Bir kimse karada yaban bir mevküde kalsa da eziyetli, zararlı canavarlardan korkusu olsa; Danyal Peygamber Aleyhisselâma sığınsın. Allah'ın emriyle bir zarar isabet etmez. Evliyaullah da bu esrar üzere olduğu ve hâli hayatda olan mazınnei kiram (evliya kiram zanlısı) hazeratı da böyledir (77). Bir kişi kaybolsa; haberini bilmeseler. Hiç kimse nişanım vermese. Bir kimse o kaybolan kişi niyetine bu ismi okusa, teşbih çekse, iki rekât namaz kılsa, her rekâtında bir Fatiha 10 defa İhlâs, 10 defa Ayetel Kür-si okusa; sonra bu ismi geyik derisine yazıp yastığının altına koysa; o gece o kaybolan kişiyi rüyasında görür. Hâli ne oldu ise bilir. Kaybolan kişi vatanına gelir (78). |
Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:38. |
Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.