Dilek Duası  

Go Back   Dilek Duası > DİNİMİZ İSLAM > Kur'an-ı Kerim > Kur'an-ı Kerim Tefsiri

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ö.N.Bilmen 103 Asr Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1 15-01-13 00:42
Ö.N.Bilmen 114 Nas Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1 12-11-12 13:36
Ö.N.Bilmen 95 Tin Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 0 26-11-11 20:23
Elmalılı H.Yazır 92 Leyl Suresi Meali doguasya Kur'an-ı Kerim Meali 0 25-11-11 16:46
92 Leyl Suresi Arapça Okunuşu doguasya Sureler 0 23-11-11 19:55

Yeni Konu aç Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 26-11-11, 20:28   #1 (permalink)
doguasya
ziyaretçi
 
Mesajlar: n/a
Konular: 6
Standart Ö.N.Bilmen 92 Leyl Suresi

Ö.N.Bilmen 92 Leyl Suresi

Bu mübarek sûre "El-A'lâ" sûresinden sonra Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Yirmi bir âyet-i kerîmeyi içermektedir. Bundan evvelki "Eşşems" sûresinde kimlerin kurtuluşa erecekleri ve kimlerin felâkete uğrayacakları bildirilmişti. Bu sûrede de kurtuluşa ve felâkete sebep olan şeyler bildirildiğinden dolayı evvelki sûreyi bir nevî açıklama durumundadır.


1. Andolsun örtûverdiği zaman geceye.
1. Bu sûre-i celîle, insanların iki zümreye ayrılmış olduklarını bildiriyor. Bir zümrenin hak rızâsı için fedakârlıkta bulunduğunu, diğer bir zümrenin de cimrilikten, kibirli bir vaziyetten ayrılmadığını haber veriyor. Hak yolunda çalışan birinci zümrenin ne kadar mükâfatlara nail olacaklarını müjdeliyor. Cimri ve kibirli olan ikinci zümrenin de ne müthiş bir akıbete uğramış bulunacaklarını ihtar etmektedir. Şöyle ki: (Andolsun) Her şeyi karanlığı ile (örtü verdiği zaman geceye...) ki: Artık insanlar istirahata başlar, Cenab-ı Hak'kın diğer bir nimetine kavuşmuş olur.


2. Ve açıldığı zaman gündüze.
2. (Ve) Geceye ait karanlığın gidip güneşin doğması ile (açıldığı) ışıklar içinde kaldığı (zaman gündüze..) de andolsun ki, o da yeniden bir hayatî faaliyete başlamak vaktidir. Bu vakit olunca insanlar, geçimlerini temine çalışmaya başlarlar, cemiyetin yaşayabilmesi ve yükselebilmesi için gereken şeyleri elde etmeğe çalışırlar, diğer heyet sahipleri de faaliyetten geri duramazlar.


3. Ve erkeği ve dişiyi yaratana.
3. (Ve erkeği ve dişiyi) de birer yaratılış eseri olmak üzere (yaratana da.) andolsun. Evet.. Hz. Adem ile Havva'yı ve onların erkek ve dişi evlât ve torunlarını var eden ve hikmet gereği muhtelif durum ve kabiliyette bulunan daha nice hayat sahiplerini vücuda getiren Yüce Yaratıcıya da andolsun ki:


4. Şüphe yok ki: Sizin çalışmanız dağınıktır.
4. Ey insanlar!. (Şüphe yok ki, sizin çalışmanız) faaliyet ve gayretiniz (dağınıktır.) muhtelif mahiyetlerde bulunmaktadır. Bir zümrenin çalışması, Allah'ın rızâsına uygun ve kendileri için selâmet ve saadete vesîle bulunuyor. Diğer bir zümrenin çalışması ise isyankârca olup kendilerini mesuliyetlerine, uhrevî felâketlerine sebep oluyor. Bu ilâhî beyan, yukarıdaki yeminlerin cevabıdır ve insanlık muhitindeki o muhtelif çalışmaların nazarı dikkatlerini çekecek bir durumda bulunduğuna işaret etmektedir.


5. Artık kim infak etti ve sakındı ise.
5. (Artık) Bu dünyada, bu imtihan âleminde (kim intak etti ise) hak yolunda malını dağıtıp, fakirlere, hayır işlerine yardım eyledi ise (ve sakındı ise..) Cenab-ı Hak'tan korktu, nefsini gayr-i meşru şeylerden men ederek temiz bir şekilde yaşadı ise..



6. Ve en güzel olanı tasdik etti ise.
6. (Ve en güzel olanı tasdik etti ise..) Yâni: En güzel olan namaz, oruç, zekât gibi kulluk vazifesini takdîr ve bunları meşru olmalarındaki hikmet ve faydayı tasdik etti ve yüceltti ise.



7. İmdi ona en kolay olan için kolaylık veririz.
7. (İmdi) Biz de (ona en kolay olan için) kendisini kolaylıkla rahata kavuşturacak, cennete eriştirecek bir yolu takip etmesi için kendisine (kolaylık veririz.) onu kolaylığa eriştiririz. Onu vazifelerini kolaylıkla, seve seve, tam bir huzurla yerine getirmeye muvaffak eyleriz, onu, güzel infak etme ve korunmasının böyle mükemmel mükâfatına erdiririz.



8. Amma kim cimrilikte bulundu ve kendini müstağni saydı ise..
8. (Amma kim cimrilikte bulundu) ise malını bir hayra sarf etmedi ise veya şehvetleri uğranda sarf edip de Allah'ın rızâsını çekecek bir şekilde sarf etmekten kaçındı ise (ve istiğna gösterdi ise) yâni: Servetine mağrur olup sevap kazanmaya muhtaç olmadığını ve başkalarının sevgisini, duasını almaya ihtiyacı olmadığını zanneyledi ise.



9. Ve en güzeli yalanladı ise..
9. (Ve en güzeli tekzîb etti ise..) Yâni: Allah - ü Teâlâ yolunda yapılan infakın pek güzel sevaba vesile olacağını inkâr eyledi ise, uhrevî mükâfatların varlığına inanmayıp inkarcı bir hâlde yaşadı ise..



10. Onu da en zor olan için kolayca hazırlarız.
10. (Onu da) O inkarcı şahsı da (en zor olan için) cehennem ateşine atılmak gibi en şiddetli bir akıbete (kolayca iletiriz.) onu pek korkunç azaplara sebep olacak olan en zor ve en kötü özelliklerle vasıflandırırız.



11. Ve aşağıya düştüğü zaman onu malı kurtaramayacaktır.
11. (Ve) O cimri şahsı (aşağıya düştüğü zaman) yâni: Cehenneme atılarak cezasına kavuştuğu gün (onu malı kurtaramayacaktır.) o çokluğuna güvendiği, ondan muhtaçlara yardımda bulunmadığı malı kendisine o günde bir faide veremeyecektir.
"Tereddi"; yukarıdan aşağıya düşmek mânâsına olup ölmek ve cehenneme atılmaktan kinayedir.



12. Şüphe yok ki: Hidâyet yolunu göstermek bize aittir.
12. Cenab-ı Hak, şöyle buyuruyor: (Şüphe yok ki: Hidâyet yolunu göstermek bize aittir.) Yâni: Yüce Allah, insanları yaratmış, onlara hak ile bâtılın arasını ayırt edebilecek yaratılıştan gelen bir kabiliyet vermiştir ve onlara Peygamberleri ve kitapları vasıtasîle hayır ve şer yolunu bildirmiştir. Bu, insanlık hakkında Allah'ın bir rahmetidir. Artık insanlar, kendilerine lütfen gösterilmiş olan hidâyet yolunu tasdik; etmeli değil midirler?. Ebedî istikbâllerini temine çalışmaları icâbetmez mi?.


13. Ve muhakkak ki, âhiret de, dünya da bizimdir.
13. (Ve muhakkak ki: Âhiret de, dünya da bizimdir.) Yâni: Allah'ın zatına mahsustur. Onun mülküdür, o Yüce Yaratıcının kudret ve tasarrufu altındadır. Artık insanlık için lâzım değil midir ki: O Kerem Sahibi M âb u d' un emir ve fermanı doğrultusunda hareket etsinler.


14. Artık sizi alev saçıp duran bir ateş ile korkuttum.
14. O Yüce Yaratıcı kullarını uyandırmak, onlara kulluk vazifelerine riâyet etmelerini tembih için de buyuruyor ki: (Artık sizi) Ey insanlar!. (Alev saçıp duran) dâima tutuşmakta bulunan (bir ateş ile) cehennem ile (korkuttum.) o şiddetli azabı sizlere defalarca ihtar ettiğini, sizleri o suretle de uyanmaya davet ederek hakkınızda öyle bir şekilde de Allah'ın merhameti tecellî etmiş bulunmaktadır. Artık bundan da istifâde ederek şükürde bulunmalı değil misiniz?.


15. Ona kötü olandan başkası girmez.
15. (Ona) O pek şiddetli ateş içine (en şaki olandan) Al l âh - îi Teâlâ'nın Resullerini, kitaplarını inkâr eden, haktan yüz çeviren ve tevbe ve istiğfar etmeden ölüp giden kâfirlerden (başkası girmez.) onlar, en şiddetli cehennem ateşleri içine ebedî bir surette atılmış bulunurlar. Böyle en şiddetli ve daimî bir azap kâfirlere mahsustur.


16. Öyle kötü ki: Yalanlamış ve yüz çevirmiştir.
16. İşte Cenab-ı Hak, bu hakikati şöylece beyan buyuruyor: (Öyle şaki ki, yalanlamış) Allah - ü Teâlâ'nın birliğini. Peygamberlerinin risâletini, onların teblîğ ettikleri kitapları tasdikten kaçınmış, inkâra devam edip durmuştur. (Ve yüz çevirmiştir.) Allah'ın hükümlerini kabul etmeyip itiraftan kaçınıp durmuştur. Artık böyle bir şahıs, elbette ki: Öyle pek şiddetli bir azaba lâyık olmuştur.


17. Ve çok takva sahibi olan ise ondan uzaklaştırılacaktır.
17. (Ve çok takva sahibi olan ise) Yâni: Küfür ve şirkten pek ziyade sakınıp onları hatırına bile getirmeyen pek samimî mü'mîn ise (ondan) o bildirilen cehennem ateşinden (uzaklaştırılacaktır.) öyle bir zât, o ateşe atılmak değil, ona yakın bile bulundurulmayacaktır. O, Allah'ın korunması altına girmiştir. Onun pek seçkin vasıfları, meziyetleri vardır.
"Tecnib" ayırmak, uzaklaştırmak demektir.


18. Öyle takva sahibi ki: Malını verir temizlenir.
18. Ezcümle o zât (Öyle) muttaki bir zâttır (ki: Malını verir) hayır yolunda sarf eder, fakirlere, ve zaiflere yardımda bulunur. Bir riya için bir meth ve övgüye kavuşmak amacıyla olmaksızın sırf bir arınma maksadiyle ve hüsnüniyyetle malını dağıtır, (temizlenir.) İndallah en temiz bir kul olmuş olur.



19. Halbuki: Onun yanında hiç. bir kimsenin bir nîmeti yoktur ki: O, mükâfatlansın.
19. (Halbuki: Onun) O pek takva sahibi zâtın (yanında hiç bir kimsenin bir nîmeti yoktur ki, o mükâfatlansın.) onun bu infakı, başkasından görmüş olduğu bir nimetin, bir yardımlaşmanın karşılığı, bir mükâfatı değildir.


20. Ancak pek yüce olan Rab'binin rızasını aramak için -infakta bulunur-.
20. O muhterem zât (Ancak pek yüce olan Rab'binin rızâsını aramak için...) öyle infakta bulunur, o, öyle cömerttir. "Hak yolunda kim verirse canını, emvalini."
"Elde eyler akıbet bir nice kat emsalini."


21. Ve andolsun herhalde razı olacaktır.
21. (Ve andolsun ki: Herhalde) O pek muttaki zâttan Al l âh - îi Teâlâ Hazretleri de (razı olacaktır.) onu o güzel amelinin mükâfatına kavuşturacaktır. O zât da böyle nail olacağı pek büyük nimetlerden dolayı her yönüyle bir ebedi saadet ve hoşnutluk içinde kalacaktır. Ne muazzam bir muvaffakiyet...
Bir rivayete göre bu âyetler, Ebû Bekri Sıddık Radiyallâh-ü Anh Hazretleri hakkında nazil olmuştur. İslâmiyet'i kabul ettiği için müşrikler tarafından birçok eziyetlere hedef olan ve Ümiyye Ibn-i Halefin kölesi bulunan Bil âl — i Habeşi Radiyallâh-ü Anh Hazretlerini bir miktar altın karşılığında satın alıp âzad etmişti. Müşrikler, Hz. Sıddık'in bu cömertliğini görünce "onun yanında Bilâl'in bir iyiliği bulunmalıdır ki onu böyle satın alıp âzad etti." demişler iste Hz. Sıddık'ın sırf Allah rızâsı için bu
fedakârlığını takdir ve o müşriklerin iddiasını red için bu mübarek âyetler nazil olmuştur. Müfessirlerin çoğunluğu bu görüştedirler. Maamafih bu mübarek âyetlerin hükmü umumidir, takva ile hakkında donanmış, cömert mü'minlerin büyük mükâfatlara nail olacaklarını müjdelemektedir. Hak Teâlâ Hazretleri cümlemizi o pek seçkin zâtlara muhabbet ve bağlılıktan ayırmasın, âmin..
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Bookmarks

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:22.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, yasaya aykırı yada telif hakkı içeren paylaşımları iletişim bölümünden bizlere bildirebilirsiniz