Dilek Duası  

Go Back   Dilek Duası > DİNİMİZ İSLAM > Kur'an-ı Kerim > Kur'an-ı Kerim Tefsiri

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ö.N.Bilmen 103 Asr Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1 15-01-13 00:42
Ö.N.Bilmen 114 Nas Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1 12-11-12 13:36
Ö.N.Bilmen 105 Fil Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 0 26-11-11 20:07
Elmalılı H.Yazır 91 Şems Suresi Meali doguasya Kur'an-ı Kerim Meali 0 25-11-11 16:39
91 Şems Suresi Arapça Okunuşu doguasya Sureler 0 23-11-11 19:58

Yeni Konu aç Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 26-11-11, 20:29   #1 (permalink)
doguasya
ziyaretçi
 
Mesajlar: n/a
Konular: 6
Standart Ö.N.Bilmen 91 Şems Suresi

Ö.N.Bilmen 91 Şems Suresi

Bu mübarek sûre, El-Kadir sûresinden sonra Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. On be; âyet-i kerîmeyi içermektedir. Güneşe yemîn ile başladığı için kendisine bu ad verilmiştir. Bundan evvelki "El-Beled" sûresinde sağ ve sol ashabının hâlleri bildirilmişti. Bu sûrede de o iki zümrenin hâlleri bildiriliyor ve evvelki sûrede kâfirlerin âhiretteki hâlleri bildirilmişti. Bu sûrede de onların dünyadaki hâlleri bildirilmekte olduğundan bu iki sûre-i celîle arasında büyük bir münâsebet vardır.


1. Andolsun güneşe ve aydınlığına.
1. Bu sûre-i celîle, bir takım kudret eserlerine yemîn suretiyle insanların nazar-ı dikkatlerini celbediyor. Kimlerin kurtuluş ve selâmete nail olacaklarını ve kimlerin de zarar ve siyanda kalarak azaplara uğrayacaklarını haber veriyor. Semûd kavim gibi bir inkarcı gurubun da dinsizlikleri yüzünden başlarına gelmiş olan müthiş bir helaki bir uyanma vesilesi olmak üzere haber veriyor. Şöyle ki: Allah-ü Teâlâ kullarını aydınlatmak ve ibâdet ve itaate teşvik için buyuruyor ki: (Andolsun güneşe ve aydınlığına) Onun ışığına veya onun doğusuyla meydana gelen ışık, o nûr olmasa idi hiç bir şeyden istifâde edilemezdi, yer yüzünde yaşamak mümkün olamazdı.


2. Ve güneşe tâbi olduğu vakit kamere.
2. (Ve güneşe tâbi olduğu vakit aya..) da andolsun, ay da ışığı hususunda güneşten yararlanır, her ayın muayyen günlerinde safhası tamamen ışıklanarak güneşi müteakip yer
yüzüne ışıklarını saçar, pek güzel bir manzara teşkil etmiş olur.


3. Ve güneşi açığa çıkarttığı vakit gündüze.
3. (Ve güneşi açığa çıkardığı) Onu ortaya çıkararak ışığı tamamıyla gösterdiği (vakit gündüze) de andolsun. Gündüzler, akşamlara kadar devam eder, bu müddet içinde güneş, daha ziyade gözlere çarparak ışıklarını her tarafa yaymış bulunur. Bu bakımdan güneşin tamamen tecelli etmesine gündüzler birer sebep mahiyetinde bulunmuş sayılır.


4. Ve güneşi örtüp ışıklığını giderdiği zaman geceye.
4. (Ve güneşi örtüp ışığını giderdiği zaman geceye...) de andolsun. Gece olunca güneş batmış, onun ışıklı hâlde bulundurduğu yerler, karanlıklar içinde kalmış bulunur. Bu da bir başka hikmet gereği bulunmaktadır. Bu ilâhî beyanda şöyle de bir işaret vardır ki: Bütün bunlar, birer kudret eseridir. Her biri bir hikmet ve faydadan dolayı vücuda getirilmektedir. Bununla birlikte hepsi de değişime ve başkalaşmaca mâruz kalmaktadır. O kadar parlak görülen şeyler, yerler; vakit vakit değişikliğe uğruyor, ışıktan mahrum kalıyor. Binaenaleyh bunları bu suretle meydana getiren, elbette ki, bir Yüce Yaratıcı'dır ki: Onda hâşâ böyle bir değişme ve başkalaşma, başkasına ihtiyaç düşünülmüş değildir. Ay, güneş, yıldızlar vesaire gibi değişime mâruz kalan şeyler ise artık şüphe yok ki: Mâbudluk yaratıcılık sıfatına sahip olamazlar.


5. Ve göğe ve onu bina edene.
5. (Ve göğe ve onu bina edene...) de andolsun. Yâni; gök sahası da ne kadar muazzam bir kudret eseridir. Onun öyle yaratıp benzetmiş olan bir zât ise, ne kadar kudret ve hikmet sahibidir ki: Öyle muazzam, muntazam bir kâinat saf hasını meydana getirmiştir. O Yüce Yaratıcı ise şüphe yok ki, Allah-ü Teâlâ Hazretleridir.


6. Ve yere ve onu yayıp döşeyene.
6. (Ve yere ve onu yayıp döşeyene) de andolsun, O yeryüzü de ne kadar muhteşem bir surette vücuda getirilmiş, üzerinde nice mahlûkat barınmakta bulunmuştur. Onun böyle pek fâideli bir hâlde yaratmış onu da Yüce Kudreti'nin tecellisine vesîle kılmış olan Kerem sahibi yaratıcı ise elbette ki: Sonsuz teşekküre yücelme ve kutsamaya lâyıktır.
"Tan": Döşemek, yaygı hâlinde kılmak demektir.



7. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana.
7. (Ve nefise ve onu düzeltmiş olana..) da andolsun. Yâni: Adem Aleyhisselâm'ın nefsine veya mutlaka olarak yaratıklarının nefislerine ve onun muntazam surette yaratmış, ve onu nice gizli ve açık kuvvetler ile donatmış olan kerem sahibi Yaratıcıya da yemîn ederim. O Ezelî Yaratıcı ki: İnsanlığa da büyük bir kabiliyet vermiş onu nice olgunlukları elde etmeğe kabiliyetli kılmıştır.


8. Sonra da ona günahını ve takvasını ilham etmiş olana -andolsun ki:-
8. (Sonra da ona) Her bir nefis sahibine (günahını ve takvasını ilham etmiş olana..) da andolsun. Yâni: Hikmet Sahibi Yaratıcı'ya da yemîn olsun ki: O; her insanı yaratmış, ona hayır ve şerri anlayabilecek bir kabiliyet vermiştir. Artık bu temiz yaratılışını zayi etmeyen kimseler, çirkin amellerden kaçınırlar, Cenab-ı Hak'tan korkarlar, güzel amellere devam ederler.


9. Nefsini temizlemiş olan şüphe yok ki: Kurtuluşa ermiştir.
9. Evet.. Andolsun ki: (Nefsini temizlemiş olan) günahlardan kaçınan, fâideli bilgiler ile, sâlih ameller ile uğraşmakta bulunan kimse (şüphe yok ki: kurtuluşa ermiştir.) bütün güzel maksatlarına erişmiştir. Ebedî selâmet ve saadete aday bulunmaktadır. İşte bu ilâhî beyan, yukarıdaki yeminlerin cevabıdır. Bu kurtuluş ve selâmetin tecellî edeceğini kat'î surette beyan ve bu hususa dikkat nazarlarını çekmek içindir ki, öyle birçok yeminler yapılmıştır.


10. Ve muhakkak ki: Nefsini noksana düşüren de hüsrana uğramıştır.
10. (Ve muhakkak ki: Nefsini noksana düşüren de) Yâni: Kendi ruhunu, varlığını yanlış düşünceler ile, ameller ile bozan, itaat dairesinden çıkaran, isyan ve azgınlık felâketlerine uğrayan herhangi bir şahıs da (hüsrana uğramıştır.) nefsini büyük bir tehlikeye düşürmüştür. İstikbâlini büyük bir felâkete mâruz bırakmıştır. Böyle kimseler, âhirette ebediyen azap görecekleri gibi çok kere dünyada da o fena hareketlerinin cezasını görmüşlerdir. İşte bir örnek:
"Dess" Noksan kılmak ve gizlemek manasınadır.




11. Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle -Peygamberlerini- yalanlamıştı.
11. (Semûd) kabilesi (azgınlığı sebebile) küfür ve isyanları yüzünden Peygamberleri Salih Aleyhisselâm'ı (yalanlamıştır.) o mübarek Peygambere, karşı muhalif bir cephe almış, onun Peygamberliğini yalan saymışlardı.


12. Onların en bedbahtı, ayaklandığı zaman.
12. (Onların en şakisi) O kabilenin en ileri atılan günahkâr, isyankâr bir ferdi olan Kidar Bini Salif adındaki bir kâfir, Hz. Salih'in gösterdiği bir hârikaya karşı suikastta bulunmak için (ayaklandığı zaman..) o kabile, o kâfirin bu hareketine razı olmuş, onun bu cinayetine iştirak etmiş bulunmuştu.



13. Onlara Allah'ın Resûl-ü demişti ki: Allah'ın dişi devesine ve O'nun sulan ışına-dokunmayınız-.
13. Halbuki: (Onlara) o kabileye (Allah Resûl-ü) Salih Aleyhisselâm (demişti ki: Allah'ın) bir mucize olmak üzere yarattığı ve akıllıca düşünenlerin İmana gelmelerine bir vesile olacak olan (dişi devesine ve onun) o devenin (s ulan ışın a...) dokunmayınız, onun için tâyin edilen günlerde onun su içmesine engel olmayın.



14. Fakat onu yalancı saydılar, deveyi boğazladılar. Artık onları günahları sebebiyle Rabbi'leri azab ile kuşattı da kendilerini uygun bir cezaya uğrattı.
14. (Fakat) O Semûd Kavmi (onu) Hz. Salih'i (yalancı saydılar.) onun Peygamberliğini kabul etmediler, nasihatlerini dinlemediler, (deveyi boğazladılar.) Onun boğazlanmasına hiç biri mâni olmadı. (Artık onları günahları sebebile Rabbi'leri azap ile kuşattı.) kökünden koparmak suretiyle helak etti. (de kendilerini uygun bir cezaya uğrattı.) O kabilenin bütün fertleri aynı derecede bir azaba uğramış, hepsi de mahv ve yok olup gitmişlerdir.
"Demdeme" depretmek, harekete getirmek, helak etmek yere yapıştırmak demektir.



15. Ve -Allah-ü Teâlâ- onların bu akıbetinden korkacak değildir.
15. (Ve) Allâh - îi Teâlâ (onların bu ahlâki) öyle bir helake mâruz bırakılmaları (akıbetinden korkacak değildir.) İnanıyoruz. Evet, O Yüce Yaratıcı, onlara zulm etmiş değildir. Onları lâyık oldukları bir cezaya kavuşturmuştur ve kendi mülkünde, kendi m ah I û katı hakkında o helak irâdesi hikmet gereği tecelli etmiştir ve o yüce zât hakkında asla korku ve dehşet düşünülemez. Diğer sûreler de Semûd kavminin kıssalarına işaret buyrulmuştur. Bilindiği üzere onlar Hicaz ile Şam arasında Hicr denilen sahada oturmakta idiler.
Bunlar Arap yarımadasında büyük bir kuvvet sahipleri idi. Putlara tapıyorlardı, Salih Aleyhisselâm onları ilâhi dine davet ve onların istemeleri üzerine bir kayadan yüklü bir dişi deve bir mucize olmak üzere dua edip meydana çıkardı, bir su mahalli, bir gün o devenin, diğer bir günde diğer hayvanların su içmelerine ayrıldı, fakat o kabile buna riâyet etmediler, o harikulade olan deveyi boğazladılar, yine küfürlerinde devam etmek istiyorlardı ki: Gökten gelen bir azap sesi ile hepsi de helak oldular. Ancak Hz. Salih ile ona imân edenler, selâmette kalarak Mekke-i Mükerreme'ye veya Kudrİ Şerife göç ederek orada ibaretle meşgul olmuşlardır.
Kısacası: Bu kıssanın bildirilmesi: Son Peygamber hakkında bir teselli mahiyetindedir. O Yüce Peygamber'e muhalefet, edenlerin de öyle müthiş azaplara uğrayabileceklerini ihtar buyurmaktadır. Nitekim muhalefete cür'et edenlerden bir kısmı Bedr gazvesinde helak oldular, diğer bir kısmı da başka başka şekillerde cezalarına kavuşmuşlardır. Hattâ Arap yarımadasında Resûl-i Ekrem'i yalanlayan bir kimse kalmamıştır.
Allah-ü Teâlâ Hazretleri, İslâmiyet'i kıyamete kadar da koruyacaktır.
Yüce Peygamberimizin ri s âl et in i, yüceliğini her asırda milyonlarca insan tasdîk edecek ve ona saygı gösterecektir.
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Bookmarks

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:34.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, yasaya aykırı yada telif hakkı içeren paylaşımları iletişim bölümünden bizlere bildirebilirsiniz