Dilek Duası  

Go Back   Dilek Duası > DİNİMİZ İSLAM > Kur'an-ı Kerim > Sureler

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Allah’ın Vacid ismi ve esrarı şimşek Esmaül Hüsna Duaları 1 21-11-13 16:28
Namazın Esrarı aysima Namaz Kılınışı Ve Duaları 1 04-11-12 12:56
Esma-i Erbain Havas ve Esrarı Vetala HAVAS İLMİ KONULAR 9 04-06-12 21:57
Hacet Duası (Fatiha-i Şerife'nin Esrarı) Vetala Hacet Duaları Ve İstek Duaları 4 30-05-12 20:25
Harflerin Esrarı dilekduasi HAVAS İLMİ KONULAR 7 10-12-11 01:43

Yeni Konu aç Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 11-07-16, 22:05   #1 (permalink)
zeinarda
ziyaretçi
 
Mesajlar: n/a
Konular: 6
Standart Fil Suresi Havas ve Esrarı

Fil Suresi Havas ve Esrarı

Bismillahirrahmanirrahim.
•Elem tera keyfe fe'ale rabbüke biashabilfil
•Elem yec'al keydehüm fi tadlil
•Ve ersele aleyhim tayran ebabil
•Termihim bihicaratin min siccil
•Fece'alehüm ke'asfin me'kul


Anlamı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle
•Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!
•Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
•Üzerlerine sürü sürü kuşlar saldı.
•Onlara balçıktan pişirilmiş sert taşlar atıyorlardı.
•Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.


Fil Suresi Tefsiri

Fil suresi Mekke’de nazil olmuş ve beş ayetten oluşmaktadır. Peygamber Efendi’mizin doğumundan elli gün önce meydana gelen Fil vakasından bahsettiği için bu ismi almıştır.
Fil Suresinin Tefsiri
1) Ey Habibim! Görmedin mi, yani görmüş gibi bilmedin mi? Yani elbette Rabbinin fil sahiplerine, Kabe’yi Muazzama’yı yıkmak isteyen o zalim kavme neler yaptığını Allah-u Teala’nın bildirmesi ile bildin.
2) O kudreti sonsuz olan Alemlerin Rabbi, o fil sahiplerinin kurdukları tuzağa, onların Kabe hakkında aldıkları yıkma kararını bozgunluk içinde bırakmadın mı?
3) Evet, Allah-u Teala o fil sahiplerini cezalandırmak için onların üzerlerine bölük bölük kuşlar (Ebabil kuşları) gönderdi.

4) O kuşlar onların üzerine ‘’siccilden’’(pişmiş tuğladan) yapılmış taşlar atıyorlardı. Herhangi birinin başına isabet eden taş parçası, o kimsenin ayağından çıkarak öldürüyor veya bir hastalığa uğratarak helakine sebep veriyordu.
5) Allah-u Teala Kabe’ye düşmanlık gösteren o hain topluluğu yenilip çiğnenmiş ekinler gibi kıldı. Hepsi de kutsal değerlere düşmanlığın sonucunda darmadağın olarak Allah-u Teala’nın kahrına uğramış oldular.

Havassı

•Fil suresini düşmanlarına karşı 3, 5, 7 kez okuyan kişi, düşmanlarını yenerek mağlup eder.
•Fil suresi akşam namazı ve yatsı namazı aralığında 250 defa okursa hasımlarını def eder.
•Fil suresini akşam namazı ve yatsı namazı arasında 1000 defa okuyan kişinin, bütün dilekleri gerçekleşir ve her ne muradı varsa ona kavuşur.
•Fil suresi savaş sırasında okunursa zafer ve galibiyete sebeptir.
•Fil suresini bir kimse düşmanının yüzüne karşı okursa düşmanının perişan olmasına nedendir.
•Fil suresi zalim bir insanın yanına giderken okunursa zalim kişinin düşmanlığından ve kötülüğünden emin olunarak korunur.
•Fil suresi her gün sürekli olarak sabah namazının farzında veya sünnetinde Fatiha ile birlikte her iki rekatında okuyan kişi düşmanlarının şerrinden korunur ve emin olur.
•Fil Suresi bir kiremit parçası üzerine yazılır ve intikam için o haneye gömülürse, o hane sahipleri huzursuz olur.


Fil Suresinde bahsedilen olayın hikayesi

Habeşliler, Yemen’i ele geçirince Ebrehe adındaki komutan buranın valisi olmuştu. O da diğer Habeşliler gibi Hıristiyan’dı. Arabistan’ı yakından tanıdı. İdaresindeki halkın Hac ve ziyaret için Mekke’ye gittiklerini ve Kâbe’ye hürmet ettiklerini müşahede etti. Kâbe’nin itibarını azaltmak ve itibar kazanarak halkı kendisine meylettirmek için ondan daha cazip ve görkemli bir kilise yapmaya karar verdi. Habeş kralının da yardımı ile kısa sürede San’a şehrine görkemli bir kilise yaptı. Kulleys adını verdiği bu kiliseyi altınlar ve gümüşler ile süsledi. Çevreye haber göndererek halkı Kâbe yerine Kulleys’i ziyaret etmeye çağırdıysa da bu çağrı kabul görmedi. Hatta bir gece Kulleys’e gizlice giren bir adam hakaret olsun diye kilisenin içine pisledi. Bu duruma son derece öfkelen Ebrehe, Kâbe’yi yakmaya ve taş üstünde taş bırakmamaya yemin etti.
Ebrehe atmış bin kişilik kalabalık bir ordu ile Mekke’ye doğru yola çıktı. Taif’e geldiği zaman adamlarının bir kaçını keşif için ileri gönderdi. Onlarda Mekkelilere ait hayvan sürülerini önlerine katıp getirdiler. Bu hayvanlar arasında Peygamber Efendi’mizin dedesi olan Abdülmüttalib’in de iki yüz devesi bulunuyordu.
Abdülmuttalib yanına birkaç kişi alarak doruca Ebrehe’ye gitti. Gelen kişinin boylu poslu, iri yapılı, heybetli bir olduğunu gören Ebrehe, ona büyük hürmet gösterdi. Ebrehe tercümanı aracılığı ile Abdülmuttalib’e sordu. ‘’Ne için geldin?’’ Abdülmuttalib develeri için geldiğini bildirince Ebrehe:
‘’Ben de seni büyük bir zat sanmıştım. Senin dinine ve ceddine ait olan Kabe’yi yıkmaya gelmişken, sen develerden bahsediyorsun dedi’’ Abdülmuttalib :
‘’Ben develerin sahibiyim. Develeri isterim. Kâbe’nin sahibi var. Onu koruyacak olan odur cevabını verdi.’’ Ebrehe:
‘’Bana karşı onu koruyacak olan kimse yok’’ deyince Abdülmuttalib:
‘’Orası beni ilgilendirmez. İşte sen, işte o!’’dedi. Bu konuşmadan sonra Ebrehe develerin verilmesini emretti. Abdülmuttalib develerin alıp Mekke’ye geri döndü. Başına toplanan ahaliye ‘’Bu evin sahibi onu korur korkmayınız’’ diye teselli verdi ve halka dağlara çıkmasını emretti. Kendisi de Kâbe’ye gidip şöyle dua etti:
‘’Allah’ım! Kul malını, evini, ehlini korur. Sen de bu evini, kendi ehlini haçlı ordusuna karşı koru. Onların haçlı kuvvetleri Sen’in kuvvetine asla galip gelemeyecektir. Onlar cahilliklerinden Sen’in haremine karşı yürüdüler, Sen’in büyüklüğünü düşünemediler.’’ Abdülmuttalib bu şekilde Allah-u Teala’ya ağladı. Sonra dağa çekilip Hıristiyan Habeş ordusunun akıbetini beklemeye başladılar.
Ebrehe, 17 Muharrem Pazar günü sabahı ordusunu düzenleyip askerin önüne Mahmud adı verilen meşhur fili koyarak Mekke’ye doğru yürümeye başladı. Mekke’ye yaklaşıp içeri girmeye hazırlanırken o meşhur fil aniden çöküverdi. Ne yaptılarsa fili yerinden kaldıramadılar. Filin yönü başka tarafa çevrilince koşarak o tarafa gidiyor, fakat Mekke’ye çevrilince yere çöküyordu.
Onlar fille çekişmekte iken deniz tarafından aniden çıkan Ebabil kuşlarının hücumuna uğradılar. Dağ kırlangıçları adı verilen bu hayvanlar, ağızlarında bir tane ve ayaklarında iki tane olmak üzere mercimekten büyük, nohuttan küçük kızgın taşlar yüklenmişlerdi.
Kibirli Ebrehe ve kalabalık ordusu, büyük bir paniğe kapılmış, bir o yana bir bu yana kaçışmaya başlamışlardı. Habeş ordusunun çoğunluğu, üzerlerine düşen kızgın taşlardan helak olmuşlardı. Düşe kalka Yemen’e varanlarda çok geçmeden orada ölüyorlardı. Ebrehe ise yaralanmış, vücudu parça parça dökülmeye başlamıştı. O halde bir ibret olmak üzere Yemen’e varmış ve sonunda bedeni küçücük kalmış, kalbi parçalanarak can vermişti.
Meşhur fil sağ kalmıştı. Fakat gözü görmüyor, ayakları tutmuyordu. Habeş ordusundan kalan cenaze artıkları, Allah-u Teala tarafından gönderilen bir sel ile temizlenmişti. Araplar, bu hadisenin meydana geldiği seneye ‘’Fil Senesi’’ adını verdiler.
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Bookmarks

Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:52.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, yasaya aykırı yada telif hakkı içeren paylaşımları iletişim bölümünden bizlere bildirebilirsiniz