Dilek Duası  

Go Back   Dilek Duası > DİNİMİZ İSLAM > Tasavvuf

Yeni Konu aç Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 18-11-11, 04:20   #1 (permalink)
ÖZEL ÜYE
 
nurcann - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 16-08-11
Mesajlar: 4.200
Konular: 1624
nurcann is on a distinguished road
Standart Hikayei Nakkaş 3

Hikayei Nakkaş 3

Hüsn-i Yusuf Efendi büyüyünce yeri dar gelmiş kendisine.


Babasının yerlerde sürükletilip, boğazın sularında boğdurulduğu, annesinin kederden kahrolup öldüğü payitahtta kalmaya yüreği el vermemiş.


O dönemlerde Bağdat, Basra, Şam hayli karışıkmış. Mezhepler, fikirler birbiriyle çatışma halindeymiş. Horasan erenlerine katılmayı düşünüp Hindistan’a yönelmiş ki, babasının:


“O topraklardan çıkacak dinin yenileyicisi; Müceddid-i Elf-i Sani.” dediğini duyar işitirmiş.


Hüsn-i Yusuf Efendi çeşitli duraklardan sonra Herat’ta karar kılmış.


İlim meclislerine devam ediyor arta kalan zamanlarında da babası gibi medresenin bahçesinde çiçek yetiştiriyormuş. Tâ ki o bahara dek.


Nasılsa o hilebaz, o lâle-i beyaz onu devletlilerle yakın düşürüne dek.


Hüsn-i Yusuf Efendi bir lâle yetiştirir. Bu, süt beyazı bir lâledir ve üzerinde bir ebru çalışması gibi bir desen vardır; bir isim yazılıdır. Akik hareli bir yazı:


“Sultan Hüseyin Baykara.”


Ah kader…


Elinde lâle-i beyaz, aklında da aka yazılmış kara: “Devletlilerden uzak durasın!”


Yüreği geri geri giderken ayakları çekip götürmüş onu Cihânârâ Sarayı’na.


Hükümdar bu lâleye karşılık sarayındaki en güzel cariyeyi Hüsn-i Yusuf Efendiye hediye etmiş. Daha o sabah lâleyle aynı zamanda:


“Bu güzel, Herat’ın altın ağaçlı, gümüş meyveli bahçelerinde salınsa yakışır.” Diye sunulmuş sultana.


Öyle bir güzelmiş ki… Ay yüzünde yay kaşları rastıkları çatlatır, saçları güneşi kıskandırırmış. Yanağının gamzesine göz düşüren, dipsiz bir kuyuya; gayya kuyusuna düşer gibi kayar, kaybolurmuş. Gözleri… Ah hareli hercai menekşe gözleri, nilgûni; lacivert atlas bir gecede parlayan yıldızlar gibiymiş. Sultan:


“Say ki bahçe senin bağ senin. Ömrüm oldukça tahtımın gölgesindesin. Bundan geru sen de gülşenin şahısın.” der, başına kızıl yakuttan lâleler işlenmiş bir taç giyindirir Hüsn-i Yusuf Efendinin.


Her bahar, lâlenin yeşil mantosunu üstünden atıp, ak göğsüne sevgilisin adını dövdürmüş âşıklar gibi kendini açmasını beraber gözler olmuşlar padişah ile gülşenin şahı.


Bu iş giderek bir şenliğe dönüşmüş. Sultan etrafında dostları baharı beklerken Molla Camii Sultana Baharistan’ı okur; Ali Şir Nevai, sanatçılar, nakkaşlar, müzisyenlerle has bahçede, has otağlar kurulur, komşu illerden sultanlar çağrılır, sultan düşmanlarını çatlatır, dostlarının nazarında itibarını artırır, tarihçiler sultanın isminin çiçeğe düşmesine tarih düşerler.


Öyle ya her sultan adını akçelere, fermanlara yazdırabilir ama kimin adı yazılıdır çiçeklere. Fakat… Başka gözler de kısık gözlerle bu dostluğu gözlermiş.


Komşu sultanlardan Babür Şah da çiçek meraklısı bir sultanmış. Çiçek adlarını özellikle araştırır, defter tutarmış.


Bu hikâye onun illerinde de duyulunca bir mektup göndermiş, tebrik etmiş Hüseyin Baykara’yı.


“En büyük sultan sensin. Hint’te, İran’da, Turan’da, tüm dünyada.


Ki dedem Timur’dan Büyük İskender’e, Kayzer’e, Cengiz’e… Ve Konstantiniyye Fatihi Mehmet’e değin.


Her sultan ismini fermanlara, akçalara, kal’alara yazdırabilir, ama ya çiçeklere?


Tebrik ederim mübarek olsun, saltanatın daim olsun!”


Bu tebrik üzerine heyetler gönderip davet etmiş Hüseyin Baykara onu devletine. Gülşenine. Ve o bahar…


Babür Şah’ın lâleyi görmeye geldiği bahar.


Babür Şah’ın ve diğer seçkin davetlilerin önünde yeşil feracesini üstünden yine sıyırır, yine açar ak bedenini lâle.


Lâle açar da, artık hükümdarın ismi yoktur göğsünde.


“Aşkın sırrı sır olmasında saklıdır ifşasında değil!” dedi o yaz, naz etti belki.


Beklide kem gözlere geldi. Kim bilir?


Hasutların, gammazların, “Sultanım teveccühünüzden şımardı da böyle yaptı, soğana bu yıl nakşetmedi adınızı!” diye kışkırtmaları ile sultan

Hüsn-i Yusuf Efendiyi darağacına çektirir.




Son arzusunu sorar cellat.


“Sultanıma, Allah adaletiyle değil rahmetiyle muamele etsin…


Son arzum kadınıma evladıma nobran eller dokunmasın.”


Hüsn-i Yusuf Efendinin isteği üzere eşine, çocuğu ve serveti de verilip memleketine gönderilir. Sultan, hakkında adalet değil de rahmet isteyen bu adama hayret eder… Ama ok yaydan çıkmıştır bir kere.


“İncinen gururu yağlı urgan kurtarır.”


Kim bilebilirdi ki… Kalemlerin mürekkepsiz yazdığı defterden sultanın adının silindiğini…


O yıl bir suikastçi canına kastedip, dünyadan el etek çeker, ser verip göz süzerken sezer bu sırrı sultan.


Son sözü:


“Bağışlasam bağışlanır mıydım acep?!”

alıntıdır
sevgiler
nurcann isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Okunmamış 30-11-11, 03:34   #2 (permalink)
TECRÜBELİ ÜYE
 
Üyelik tarihi: 16-11-11
Mesajlar: 1.528
Konular: 0
birkul is on a distinguished road
Standart

faydalı bir konu teşekkür ederiz emeğinize sağlık
birkul isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 30-11-11, 04:46   #3 (permalink)
TECRÜBELİ ÜYE
 
Üyelik tarihi: 19-11-11
Mesajlar: 1.534
Konular: 0
varol is on a distinguished road
Standart

teşekkürler elinize sağlık site ve konular çok faydalı
varol isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Okunmamış 30-11-11, 05:48   #4 (permalink)
ÖZEL ÜYE
 
nurcann - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 16-08-11
Mesajlar: 4.200
Konular: 1624
nurcann is on a distinguished road
Standart

ben teşekkür ederim arkadaşlar güzel yorumlarınız için
nurcann isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:59.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, yasaya aykırı yada telif hakkı içeren paylaşımları iletişim bölümünden bizlere bildirebilirsiniz