Tekil Mesaj gösterimi
Okunmamış 20-10-11, 19:23   #1 (permalink)
admin
 
admin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 16-08-11
Mesajlar: 1.251
Konular: 361
admin is on a distinguished road
Standart Cennetül Esma Havassı

Cennetül Esma Havassı

Cennetül Esma Şerhi Ve Havassı şöyledir değerli üyelerimiz buyrun faydalı olmasını dileyelim

Hüccetül İslam İmam Ğazali (r.a.) hazretleri şöyle anlatıyor.
A'bitlerin, kutup ve evtatların gömülü bulunduğu Bağdat'ta
medrese-i nizamiyede oturuyordum. Elimden geldiği kadar
taliplere ilim öğretiyor, bazı zamanlarda ise vaaz veriyordum.
Birgün tek başıma otururken kapı çalındı, açtım. Bir şahıs girdi ve
selam verip: Ben Emirel mü'minin Halife hazretleri tarafından
geliyorum. Halife sizi hemen görmek istiyor dedi. Ben: Bir saat
sonra gitsek olmazmı? dediğimde: Asla! Halife hazretleri hemen
gelmenizi rica ediyor, dedi. Peki, gidelim. Bismillah! diye yerimden
kalkıp merkebe bindim.
Saraya vardığımızda gördümki beni bekliyorlar. Hususi bir oda
ya aldılar, Halife içeri girdi ve izzetle selam verdi. Mukabelesinde
ayağa kalktım. Halife bana dediki: Ya İmam, sizi acele çağırmak
tan maksadım; Sarayın hazinesinde ceddim Harun-u Reşid ten
kalma deri üzerine yazılmış birkaç evrak buldum. Bunlar, Hazreti
Emirel mü'minin İmamı Ali (k.r.v.) tarafından yazılmış, okuması
gayet güç olup, bu okunamadı ve ne yazılı olduğu bilinemedi.
Henüz ben çocukken benden evvelki Halife, her sene başında
bunu tazim (hürmet) ve tekrim (saygı gösterme) ile başına koyarak
açar, güzel kokulu buhurların dumanına tutarak dualar edip,
yüzüne ve gözüne sürerdi. Sonra tekrar sandığına koyardı.
Savaşlarda onu beraberinde götürür ve daima savaşı kazanırdı.
Bende aynı adeti takip ediyorum. Fakat evrakta neler yazılı
olduğunu merak ediyorum. Ya İmam! Bu asırda senden üstün bir
Din alimi yoktur. Lütuf ve ihsan edip, benim bu müşkilimi hallet.
Dedimki: Ya Sultan! Hüda-i müteal seni dünyada enva-i fadıl ve
ihsan ile sevindirip, ahirettede makamın yüce olsunki, sen
ülemaya hürmet ediyorsun. İnşâallâhür rahmân bu dileğini yerine
getireceğim.
Halife bir gence emir verdi, hazineyi açtılar ve enva-i türlü
mücevherlerle işlenmiş bir sandık getirdiler. Sandık açıldı ve
içinden çelik bir sandık daha çıktı. Üzerindeki bir zincirde anahtarı
asılı idi. O çelik sandıkta açıldı ve içinde ipeklere sarılmış birkaç
evrak çıktı. Halife o evrakları alıp, yüzüne ve gözüne sürdükten
sonra bana uzattı. Bende hürmet ve saygıyla evrakları alıp açtım.
Gördümki anlatıldığı gibi Hazreti Ali (k.r.v.) nin mübarek eliyle Kufi
olarak yazılmış. Biraz tetkik edip okumaya başladım. Önce
Besmele-i şerif ile Allah Teala ya hamdü senalar ediyor ve sonra
şu beyitleri söylüyordu:


Men lem akvâlüna terdeuh
Fezâke an sudûdinâ tedfeuh.
(Her kim bizim sözümüzü red ederse
Bizde gönülden onu red ederiz).

Bu beytin ardından iki Kaside yazılmış. Bunlarda dünya ve
ahiret hususunda öğütler ve bazı esmalar var. Rumuz ile İsmi
a'zamı ehline anlatmaya çalışmış, ehli olmayandanda gizlemiş.
Bunların yanında yine Kufi hattı ile bu iki Kasideyi yazmaktan
maksadının ne olduğunu ve ne şekilde kaleme aldığını bildirmiş.
Bunlarda diyorki: Kufe ve Basra'da büyük bir taun hastalığı çıktı.
Birçok kimseler öldü. Hatta bazı yerlerde o kadar çok zayiat olduki,
ölüler gömülemedi, yırtıcı kuşlar leşleri yemeye başladılar. (Ömer-
ül Faruk r.a. un halifeliği zamanında, Kufe ve Basra da bir taun
vakasının olduğunu tarihlerde okumuştum. Acaba o zamandaki
vakamıydı? Yoksa daha sonramı olmuştu? Her ne ise).
Bu hastalığın ortalığı kapladığı bir sırada Kufe şehri eşrafından
Abdullah ibni Ebul Münzer (r.a.) kalkıp yanıma geldi. Bana İslam
ların çektiği azab ve belalardan bahsederek bundan ne şekilde
kurtulabileceklerini sordu. Bende dedimki: Ya Ebal Münzer! Bu
haller vâki olduğunda Hazreti Peygamber s.a.v. in okumuş olduğu
nice dualar vardır. Onları okuyup, Cenabı Hak'tan bu hastalığın
def olmasını niçin istemiyorsunuz.? Ebul Münzer dediki: Vallahi Ya
İmam! Beş vakit namaz ardından elimizden geldiği kadar bildiğimiz
duaları okuyor ve yalvarıyoruz. Fakat bir netice elde edemiyoruz.
Hazreti Ali (k.r.v.) buyurduki:

Bismillâhirrahmânirrahîm. İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.
(Biz, Allah' a yönelmişizdir ve mutlaka ona dönüp varacağız).

Acaba bu sizin duanız makbül olmadığından veya niyetinizin
halis olmadığındanmıdır? Yahutta dualarınızda istihza (alay) mı
var? Haşa Sultanım dua ile istihza etmiyoruz. Fakat buyurduğunuz
gibi niyetimiz halis değildir. Lütfedin, yüce Peygamberimizden
öğrendiğiniz o İsmi a'zamı bize öğretinizde, yazalım ve başımızda
götürelim.
Ya Ebal Münzer! Bu dediğini açıkça söylemek İsmi a'zamı ifşa
(Duyurmak) etmek olmaz. Fakat sana birkaç şey söyleyeceğim.
Bu sizleri bela ve taundan kurtarmaklığa vesile olur. Bir kimse
bizim sözümüzü cahilliğinden kabul etmezse, Allah c.c. ın şu Ayeti:


Bismillâhirrahmânirrahîm. Ve kad mekerû mekerahum ve
indallâhi mekruhum ve in kâne mekruhum li tezûle minhul
cibâl.
(Gerçekten onlar hile ve tuzaklarını kurdular. Onların hileleri
dağları yerinden oynatacak olsada, Allah katında onlara cezalar
vardır).
Bu sebeple o küfreden inkarcının başına zeval gelsin. Enam
suresinin 122. Ayeti Kerimesi olan:

Bismillâhirrahmânirrahîm. Eve men kâne meyten feahyeynâh.

Bu Ayeti Kerimenin 19 harf olduğunu bu harflerin cehennem
zebanilerinin alınlarında yazılı bulunduğunu söyleyip, onların bu
harfler dolayısıyla Cehennem ateşine takat getirdiğini ve altı (6)
esmaki, harflerinin toplamı ondokuz (19) dur. Esmanın kılıçtan
keskin olup, taun ateşini def ettiğini bildirmiş. Hazreti Ali k.r.v. Ebul
Münzere şunuda tavsiye ediyor. Bu gösterdiğim usül bütün manevi
hastalıklara ve sıkıntılara devadır. Bu Cünnetul Esma'yı yazacağın
zaman tenha bir yerde yaz ve yazdığını kimseye gösterme!
Kalbindede iyi niyet olsun. Temiz ve abdestli olarak güzel kokular
sürünmelisin. Birisine yazıpta verirken söyleki açıp bakmasın.

dilekduasi.com

devamı var.........
admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
-