Tekil Mesaj gösterimi
Okunmamış 20-03-14, 21:04   #2 (permalink)
zeinarda
ziyaretçi
 
Mesajlar: n/a
Konular: 6
Standart

İlkbahar Ekinoksu
(gün tün eşitliği ya da ılım olarak da bilinir), güneş ışınlarının ekvatora dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an. Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur. Yılda iki kez tekrarlanır.



İlkbahar ekinoksu yılda iki kez yaşanan gece-gündüz eşitliğinden biri olarak bize baharın gelişini ve kışın bitişini hatırlatır, yaz mevsiminin de ön habercisidir. Çoğu mevsimsel veya astrolojik döngüde olduğu gibi, ekinoks zamanları da çeşitli toplumlarca tarih boyunca kutlanmış ve bu günler özel kabul edilmiştir.


Bu bakımdan sadece göksel hareketle özetlenebilecek bir olay da değildir çünkü etkilerini ve buna verilen sembolik değer üzerinden gelişen gelenek ve yaşantıları bugünkü modern hayatımızın içinde de bulmamız pekala mümkündür.


Gerçekten de aslen bu tarihler pek de öyle yaşamımızın dışında veya spiritüel bir çerçeve içerisine hapsolmuş değillerdir, tersine içinde yaşadığımız dünya ve toplumsal düzen içerisinde hayli etkin ve yaşamımızın içindedirler, sadece dikkat atfetmediğimiz sürece farkına varamayacağımız bir şekilde bilincimizde yer alırlar.



Aslen "yıl çarkı" diye de geçen senelik mevsimsel döngü ve aylık "ay döngüsü" insan hayatında bilinçli veya bilinçsiz şekilde etkindir, bunun izlerine en basitinden modern söylem içerisinde "kış depresyonu" veya "bahar krizi" tarzı beylik başlıklardan reklam ve kültürel etkileşim gibi birbiriyle alakasız görünen farklı alanlarda da rastlayabiliriz


İlkbahar ekinoksu, güneş takviminde gün-tün eşitliği diye de bilinen özel bir zamanı belirtir. Özellikle Akdeniz kuşağı olarak bilinen ve bugünkü batı anlayışının temellerini de oluşturan kültür dairesi içinde ekinokslar tarihsel dönemler boyunca gözlemlenmiş ve çeşitli dini seremoniler bugünlerde gerçekleştirilmiştir.


Tarım toplulukları yakıştırmasına karşın, ekinoks kutlamaları eski göçebe Türk toplumunda Orta Asya'dan beri süregelen bir gelenektir ve hepimizin yakından bildiği gibi "Nevruz" adı altında çeşitli törenler ve şenlikler düzenlenir.


"Nevruz" , "yeni gün" anlamına gelir ve eski takvimlerde yılbaşı olarak görülür, ayrıca bugün güneş zodyak kuşağının ilk burcu olan "koç" burcuna girer. Bazı araştırmacılarca "nevruz" kutlamalarının başlangıcı "Zerdüştlük"e atfedilse de muhtemelern ateş sembolüne olan yakıştırmadan dolayı- , aslen Orta Asya'nın çok daha eskiye dayanan şamanik ve animistik sisteminde de ekinoks tarihlerinin önemli olduğunu görürüz.


Örneğin günümüze değin neredeyse hiç değişmemiş olan Buryat şamanizminde ekinoks ve ay döngüleri ile bunun içerisinde yer alan ekinoks eşitliği büyük önem taşıyan bir gündür.


Esasen Asya ve Avrupa farketmeksizin çok büyük bir coğrafyada tarih boyunca değer atfedilen ilkbahar ekinoks günü, ilk nerede ne şekilde ortaya çıktı tarzı köken arayışından çok kültürel ve uygulama zenginliği içerisinde değerlendirilirse bize konu hakkında daha büyük bir kavrayış sunar çünkü her kültürde kendine özgü bir şekilde evrilmiş ve yaşanmıştır.



Kabul edilen eski türk takviminde ilkbahar ekinoksu, yılbaşına denk düşer ve çeşitli Orta Asya türk topluluklarında "Boz Ay" diye de adlandırılan "mart" ayının 4 çarşambası farklı şekillerde kutlanır, zira bu dört günün herbirinde doğanın 4 elementi olan toprak, ateş, hava ve suyun uyandığı kabul edilir.

Benzer şekilde, İrlanda kelt geleneğinde de ekinoks öncesi 4 sayısına verilen sembolizm üzerinden şenlikler yapılır ve amaç yine doğanın dört elementinin uyanmasını kutlamaktır. Burada ayrıca "tamamlanma" üzerinden ritüel anlamına odaklanmak da mümkündür.

İlkbahar Ekinoksu'nun günümüzde de devam eden başlıca özelliği olan ateşin üzerinden atlama veya ateş yakma ritüeli, Asya'dan Ortadoğu'ya ve Avrupa'ya kadar çok geniş bir coğrafyada gözlenen ortak bir temadır.


Ateş'in arınma ve yenilenme olarak yorumlanışı, baharın gelişiyle birlikte doğanın canlanışını açıklamaya yönelik olabileceği gibi, bu tarihten sonra günlerin uzamasıyla da ilişkili olarak "güneş" sembolü anlamını da taşır.


Doğanın ve toprağın canlanışı üzerinden ekinoks tarihi ayrıca bir bereket festivalidir ve ateş burada "yaşam özü" olarak da ele alınabilir. Örneğin Anadolu'daki Kibele/"Matar Kubileya" kültünde, -tanrıçanın rahiplerine "Attis" sanı verilir- daha sonra Roma'da yaygınlaşıp "Kibele ve Attis"e dönüşecek şenlik ilkbahar ekinoksunda kutlanır, ateşler tanrıçanın kutsal alanında -bugün Vatikan'ın olduğu yer- yakılırdı, anlamı da yine bereket ve yaşamın çoğalışı üzerineydi.


Akdeniz ve Avrupa geleneklerine bakıldığında da durumun farklı olmadığını görürüz. Günümüzde, hristiyanlığın kabul ettiği bir yortu olan paskalya (easter) -ekinoks sonrası dolunayın arkasından gelen ilk pazar, ve katolik kilisesince ayinler arasında sayılarak 25 martta kutlanan "Meryem'e Muştulama" -Meryem'e Cebrail tarafından "kutsal çocuğa" gebe olduğunun bildirilmesi- seremonilerinin ardında ekinoksta kutlanan pagan şenlikler vardır.


Ekinoks, solar -güneşe ait- bir özellik taşısa da ay takvimiyle de doğrudan ilintilidir. Kuzey Avrupa'da Tötonik bir tanrıça olan Eostre, ilkbahar ekinoksuyla alakalıdır ve paskalya anlamına gelen "easter" kelimesinin kökeni bu tanrıçanın adına dayanır.(Ayrıca hoş bir ayrıntı olarak, Mike Nichols bize dişilik hormonu olan östrojen/estrogen in adının da buradan geldiğini hatırlatır.)


Tanrıça Eostre ya da Ostara'nın sembolü tavşan ve yumurtadır. -yine paskalya sembolleri- Tavşan verimliliği ve bereketi temsil eder -belki direk doğayı gözlem yoluyla çok hızlı ürediği için!- ve yumurta da ekinoksa atfedilen eril ve dişil birleşmeden "yaşam" oluşturan, içinde hayatın özünü barındıran "kozmik yumurtadır".


Günümüzde yanlış olarak "bahar tanrıçası" gibi bir adla anılsa da Eostre aslen bir ay tanrıçasıdır ve şenliği de ekinoks civarına denk gelen dolunayda yapılır.

Ekinoks ve dolunayın üç gün öncesi ve üç gün sonrasının kutsal oluşu, ayrıca yapılan şenliğin üç gün sürmesi yine ay takvimince ay döngüsünü uyarıca ayarlanır.


Tek tanrılı dinin gelmesiyle birlikte ay takvimi yok sayılmış ve sadece güneş odaklı bir anlayış getirilmeye çalışılınmıştır ancak günümüzde farklı adlar taşıda da ay takvimi halen belirleyicidir. (Yukarıda bahsedildiği üzere, takvim gereği paskalya pazarı dolunaya denk gelirse, paskalya bir sonraki pazara ertelenir!)

Sonuç itibariyle ilkbahar ekinoksu, gerek inanan kişilerce kutlanması gerek merak edenlerce araştırılması oldukça kapsamlı bir konudur.


Bunların dışında en basitinden doğayla bağlantı kurmak veya doğal döngülerin farkındalığına erişerek benlik ve çevre hakkında fikir edinmek, bu bilgelik hakkında daha fazla fikir sahibi olmak için de oldukça iyi bir başlangıç sayılabilir, ne de olsa bahar ve ekinoks sonsuz başlangıç zamanıdır...



21 MART EKINOKSU
- Kuzey Yarımküre'de ilkbahar, Güney Yarımküre'de sonbahar başlangıcıdır.
- Güney Yarımküre yaz, Kuzey Yarımküre kış mevsiminden çıktığı için (sıcaklık birikimi nedeniyle) Güney Yarımküre dahasıcaktır.
- 21 Mart'tan sonraışınlar Ekvator'un kuzeyine dahadik geleceği için Kuzey Yarımküre'de gündüzler dahauzun olur.
-Kuzey Kutup Noktası'nda6 ay süreli gündüzün, Güney Kutup Noktası'ndaise 6 ay süreli gecenin başlangıcıdır.
  Alıntı ile Cevapla