Dilek Duası  

Go Back   Dilek Duası > DİLEKDUASI FORUM > Dilekduası Serbest Kürsü

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aile Hun Dinimizi Öğrenelim 1 11-01-14 01:00
Aile Saadeti Icin Okunacak Dua Hun Muhabbet Sevgi Ve Aşk Duaları 2 21-12-13 12:53
Aile Mutluluğuna Yarayan Çok Güzel Dua Hun Muhabbet Sevgi Ve Aşk Duaları 0 07-06-13 23:51
Aile huzuru icin SUMASALI Muhabbet Sevgi Ve Aşk Duaları 0 11-12-12 00:15
aile içi huzur için dua dilek34 Muhabbet Sevgi Ve Aşk Duaları 0 13-03-12 15:12

Yeni Konu aç Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 05-02-14, 16:44   #1 (permalink)
 
zeytınn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15-05-13
Mesajlar: 1.171
Konular: 73
zeytınn is on a distinguished road
Smile aile bağları

aile bağları

>Aile bir devletin en temel birimidir. Aile yapısı güçlü olan bir milletin devlet yapısı da güçlü olur. Ancak aile yapısı çökmüş, manevi değerlerini kaybetmiş, bireyleri arasında sevgi, saygı, birlik ve beraberlik, vefa duyguları körelmiş bir devletin güçlü olması mümkün değildir. Özellikle dinsiz bir toplumun hedef alındığı bazı ülkelerde bu manevi çöküş çok büyük bir hız kazanır ve ahlaki dejenerasyon toplumun her kademesinde kendini gösterir. Bu gibi toplumlarda hayat, sadece karşılıklı maddi çıkarlar üzerine kuruludur.

>Birbirlerine çok yakın aile bireyleri arasında dahi sevgi, kardeşlik, dayanışma, fedakarlık ve sadakat duyguları gibi manevi duygular köreldiğinde, artık o milletin varlığını devam ettirebilmesi çok zor olur. Çünkü bu dejenerasyon yalnızca aile ortamlarında yaşanmakla kalmaz, toplumun tüm kesimlerine yayılır. Okullarda, arkadaş toplantılarında sevgi ve saygı yerine, haset, ikiyüzlülük, alay, dedikodu gibi kötü tavırlar ortaya çıkar. İşyerlerinde de tüm sistem çıkar ilişkileri üzerine kurulu olur. Kimse kimsenin hakkını korumaz, adalet aranmaz, mazlumlara karşı şefkat ve merhamet duyulmaz. Kısacası böyle bir milletin bireylerinin birarada huzur ve barış içinde yaşamaları imkansız hale gelir.

>Amerikalı yazar Desmond MORRIS şöyle diyor: "Ne yazıktır, hemen hemen hiç dikkatimizi çekmiyor ama bizler birbirimize giderek daha az dokunuyor ve sürekli aramıza mesafe koyuyoruz. Böylece fiziksel temas yokluğu insanlarımız arasına duygusal uzaklığı sokuyor. Çağdaş kent yaşamı sanki insanlara duygusal bir zırh giydirmiş, kadife yumuşaklığındaki ellerine de demir eldiven taktırmıştır. Böylece kendimizi tuzağa düşmüş ve en yakınlarımıza karşı yabancılaşmış gibi duyumsuyoruz."

>“Modern” olmak adına birçok insan ruhunu, mutluluğunun anlamını ve aile yaşamını hesaba katmadan yalnızca konforunu arttırıcı şeylere ulaşmayı amaçlamıştır.

>Teknoloji zafer kazandıkça, iletişim araçları çoğaldıkça insan anlam kaybına mı uğradı acaba ? Eşyaya bağlandı, banka hesaplarına, borsaya, dev şirketlerdeki pozisyonlara, mevkilere..

>İnsanlık, imtihan araçlarından biri olan eşyaya, hiç bu kadar bağlanmış mıydı ? Mesela, internet, cep telefonları, bilgisayarlar, televizyonlar insanı aileden koparıp yalnızlaştırmadı mı? Burada terslik insanın eşyaya sahip olup onu kullanmasında değil, eşyayla kurduğu ilişkinin niteliğidir.

>Oysa ilerleme, en yeni teknolojiye sahip olma her zaman iyidir, geliştiricidir, ufuk açıcıdır – ama ölçüsünde olup doğru kullanıldığı zaman!

>Bu terslik, olması gerekenin tam tersi bir sonuç doğurarak, eşyayı insanın sahibi ve efendisi, insanı da eşyanın kölesi kıldı. Sonunda eşya özne, insan nesne durumuna düştü...

>Her geçen gün daha fazla parçalanıyoruz ve aile bağlarımız zayıflıyor. Batıdan ithal edilen modern hayat tarzıyla fedakârlık, yardımseverlik, dostluk ve sevgi üzerine inşa edilen sıcacık yuvalar yerine, bireysel özgürlük ve bireysel yaşam tarzlarının yaygınlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Aile ortamlarında paylaşılan muhabbetlerin, anıların, sevinçlerin ve hüzünlerin geçmişlerde kaldığı, her şeyin karmaşaya dönüştüğü, aile kavramının işlevini yitirdiği bir çağda yaşamanın verdiği sıkıntılar, elbette insan hayatında tedavisi mümkün olmayan yaralar açmakta, modern hayatın ilk anda fark edilemese bile, kısa süre sonra farkına varılan çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır.

>Peki hangisi modernliktir? Tüketim kültürüne teslim olup yalnızlaşmak mı, yoksa hem teknolojinin ve gelişmenin tüm imkanlarını kullanıp aileyle daha güzel paylaşımlarda bulunabilmek mi ?

>Geleneksel aile yapımızın değişmesinde modernleşme çabalarının, insanları kalabalıklar içerisinde yalnızlaştırma senaryolarının büyük payı olduğu söylenebilir. Gelenekle modernlik arasında sıkışmış insanımız ne geleneğin yanlışlarını düzeltebilmeyi ihtiyaç olarak gördü, ne de Batı dünyasından ithal ederek güzel gördüğü bireyci yaşam biçimine uyum sağlayabildi. Arafta kalmış bir aile yapısı, sadece çocukların aileyle ilgili bağlarını değil, anne-baba ilişkisini de bozmuyor mu ?

>Geçtiğimiz günlerde İngiliz Anglikan Kilisesi'nin ileri gelenleri arasında bulunan 5 piskopos, hükümeti, ailenin daha çok parçalanmasına, halkın daha çok borca batmasına ve zenginle fakir arasındaki uçurumun derinleşmesine yol açan politikalarını gözden geçirmeye çağırmıştı. Sunday Telegraph gazetesine makale yazan piskoposlar, hükümetin politikalarının ahlaki açıdan sorgulanmaya muhtaç olduğunu belirtirken, “halkın her geçen gün daha sağlıksız bir borç yapısı içine girmesinin, ailelerin parçalanmasına yol açtığını” kaydetmişlerdi.

>Hürmet kavramından uzaklaşan Batı, çocukları tarafından terk edilerek huzurevlerinde zorunlu ikamete maruz bırakılan anne ve babalar için eğer varlıklılarsa, haftanın belli gün ve saatlerinde kendileriyle sohbet edecek paralı göstermelik insanlar tutuyor. Amaçsa ortada; belli bir süre içine düştükleri yalnızlık psikolojisinden biraz olsun kurtulmak. Bizde de son zamanlarda buna benzer manzaraların meydana gelmeye başlamış olması, Türk ve İslam kültür ve geleneklerimizden ve değerlerimizden çok çok uzaktır.

>Hadis-i Şerif: “Sizin hayırlı olanınız aile efradına hayırlı olanınızdır..”

>Aile bağlarını güçlendirerek müthiş bir toplumsal güç meydana getirebilecek, toplumu en küçük halinden; çekirdekten başlayarak ıslah edecek; inşa edecek, insanın insana hürmetini, sevgi ve saygı bağlarını güçlendirerek insanı insan yapan değerlerimize sahip çıkmak bizim elimizdedir.

>Sırtımızı döndüğümüz, küçümsediğimiz, uzaklaştığımız medeniyetimizde, bir madalyon gibi boynumuzda taşımamız gereken değerlerimizle yeniden tanışarak, özümüze dönerek aile içi muhabbetimizi, aile bağlarımızı yeniden sorgulamamız gerekiyor.

<Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.” (Tahrim Suresi,6)>
zeytınn isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Okunmamış 06-02-14, 19:07   #2 (permalink)
zeinarda
ziyaretçi
 
Mesajlar: n/a
Konular: 6
Standart

<Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.” (Tahrim Suresi,6)>
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
zeytınn


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:23.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, yasaya aykırı yada telif hakkı içeren paylaşımları iletişim bölümünden bizlere bildirebilirsiniz