Kutlu Doğum Haftanız Mübarek Olsun..
Alemlerin Peygamberi .Hz.Muhammed Mustafa ya Selat Ve Selam Olsun...
Allahümme salli ala seyyidina Muhammed.
Gül Sultan
Gül Sultan! Ne çok zamanlar geçti üzerinden gidişinin. Ne çok özlemler birikti içimizde dillendiremediğimiz.
Gül Sultan! Senden evvel, yeryüzü karanlıktı, insanlığı nisyan, diri diri toprağa gömülen körpecik kızların annesini isyan sarmıştı. Ve günah çamurunda yüzüyordu kutsal mekânlar.
Gül Sultan! Tebessümü unutmuştu dünya, Senin "tebessüm sadakadır" fermanını bilmeden. Kırılmıştı adaletin kılıcı, yırtılmıştı hayâ ve iman. Serapa yayılmıştı cahiliye devri cihana.
Ve bir pazartesi elveda karanlığa! Ve bir pazartesi canlı cansız tüm varlıkların cümlesi selamlarla, salâtlarla karşılıyordu Seni... Ve bir pazartesi nisan sabahında yeryüzü bataklığında başlamıştı ölümsüz sevdalar çiçek açmaya.
Merhaba ey bad-ı saba, merhaba bahar, merhaba nisan, merhaba ey Güzel İnsan.
Sevgili! Her şey Senin için, bu can, bu taze beden, bu dönülmeyecek yeminler Senin için. Senin için içimizde büyüyen bu kor alevler.
En çok kim yolunu gözlemişti ki Senin? Hira mı, Rahib Bahira mı? Yoksa on dört asır uzaklıkta seni bekleyen biz ahir zamanın kulları mı? Şüphesiz gelişinle nurlarla boyanmıştı karanlık dünya. Hira kavuşmuştu Sana, Bahira kavuşmuştu. Sevr’de bin yıl yolunu bekleyen yılan da kavuşmuştu Sana.
Gül Sultan! On dört asır öteden bir biz kaldık geriye. Ne ay, ne yıldızlar, ne de güneş değil, Sana yetim, Sana öksüz biz kaldık geriye Sevgili. Onlar da ışığını sensiz indiriyorlar, suçlu indiriyorlar üstümüze.
Sırdaşın Huzeyfe’ye bu asrın münafıklar listesini de vermiş miydin ey Güzel Sözlü? Ben de var mıydım içlerinde? Korkum, sevincimden daha fazla, korkuyorum ey Sevgi Sultanı. Ama ümidimi de yitirmiş değilim şefkatinden. Ümidini yitirenin kaybedecek başka şeyi yoktur biliyorum.
Sen güle değil, güller sana benzer. Güller, gül bahçesinde sana benzemek için yarış eder birbiriyle.
Senin kokun var asırlar öncesinden yeryüzü bahçesine nişane gibi takılan.
Senin nefesinle girilir cennet kapısından içeriye. Gül ikliminde desen desen rahmet serpilir kalbimizin kaskatı katılığına dermanınla.
Varlığın şahittir taşların şehadetine, ağaçların kökleriyle yerinden çıkıp konuşmasına... Şehadet parmağın şahittir ayın ikiye yarılmasına. Şu yeryüzü, şu uçsuz bucaksız sema aşıktı Sana, ama hala alışamadılar yokluğuna. Mekke ve Medine hala şaşkın, Bilal şaşkındır, Ömer şaşkındır elindeki kılıçla.
Bir gecede tersyüz oluvermişti her şey. Senin gelişinle bereketli bir ova oluvermişti çorak yürekler nurunla. İnsanlık insanlığı öğrenmişti senin öğretinle.
Gül Sultan! Sen gittiğinden beri simsiyah bakışlarla arşınlıyoruz bu arzın onmaz dehlizlerini. El değmemiş hüzünler kaldı yüreğimizden dökülen. Kan kokulu mahzenlerde yokluğuna mahkûm olmuşken bedenlerimiz Seni özledik.
Nereye baksak yokluğun karşılarken gözlerimizi, kervan kervan sana akan selamlarımızı kabul et Sevgili.
Gül Sultan! Seni düşününce içimin ılıdığını hissediyorum, kayboluyor korkularım.
Özlemin dağlar büyüklüğünde ve bana ağır geliyor. Kaldıramıyorum. Uçurumlar kadar uzağım ama salât ve selam kadar yakınım sana.
Gül Sultan! Adı konulmamış yarınlarda firakına alışamadık daha.
Gül Sultan! Sana susuyor kan revan hasretler. Sana susuyor harf harf kelimeler.
Gül Sultan! Gelişinle bağışlanmalar serp, yokluğunda harama saplanan hayatlarımıza.
Gül Sultan! Sana salât ve selam olsun.
Kutlu Doğum Haftanız Mübarek Olsun..
Normal
