Dilek Duası  

Go Back   Dilek Duası > DİNİMİZ İSLAM > Kur'an-ı Kerim > Kur'an-ı Kerim Tefsiri

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ö.N.Bilmen 103 Asr Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1 15-01-13 00:42
Ö.N.Bilmen 114 Nas Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 1 12-11-12 13:36
Ö.N.Bilmen 105 Fil Suresi doguasya Kur'an-ı Kerim Tefsiri 0 26-11-11 20:07
Elmalılı H.Yazır 100 Adiyat Suresi Meali doguasya Kur'an-ı Kerim Meali 0 25-11-11 16:56
100 Adiyat Suresi Arapça Okunuşu doguasya Sureler 0 23-11-11 19:37

Yeni Konu aç Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 26-11-11, 20:15   #1 (permalink)
doguasya
ziyaretçi
 
Mesajlar: n/a
Konular: 6
Standart Ö.N.Bilmen 100 Adiyat Suresi

Ö.N.Bilmen 100 Adiyat Suresi

Bu mübarek sûre "El-Âsr" sûresinden sonra Mekke-i Mükerreme'de nazil olmuştur. Onbir âyet-i kerîmeyi içermektedir. Âdiyât denilen bir kısım mahlûkata yemîn ile başladığı için kendisine bu ad verilmiştir. Bundan evvelki " Ez zil z âl" sûresinde hayır ve şer karşılığında mükâfat ve ceza takdir edilmiş olduğu bildirilmişti. Bu sûrede de birçok insanların hayra değil, yalnız dünya varlığına ihtiraslı olup çalıştıkları bildirildiği için aralarında mühim bir irtibat vardır.



1. Andolsun o hızlı hızlı koşanlara.
1. Bu mübarek sûre, bir takım mühim kevnî olaylara yemîn suretiyle insanları uyanmaya davet ediyor. İnsanların fâni şeylere pek ihtiraslı olduklarını bildiriyor. Haşr ve neşîr durumlarını ve Cenab-ı Hak'kın insanların bütün hâllerini bildiğini ihtar ediyor. Şöyle ki: (Andolsun o) Cihanda giden gazilere ait at, deve gibi (hızlı hızlı koşanlara.) o muhterem süvarilere.
"Adiyât" diyenin çoğuludur ki: Koşup giden, at ve deve gibi şeylerdir. "Dabh" de binek hayvanlarının koştukları vakit duyuları sesleri demektir.



2. Sonra o çarparak ateş saçanlara.
2. (Sonra o) Koşarken taşlara (çarparak ateş saçanlara.) o binek hayvanlarına da andolsun. "MÛTiyât" mûriyenin çoğuludur ki: Ateş çıkaranlar manasınadır.
"Kadlı" da ateş çıkarmak için çarpmak demektir.



3. Sonra sabahleyin baskın verenlere.
3. (Sonra sabahleyin) Ansızın hücum edip düşman üzerine (baskın verenlere...) yâni: İslâm gazilerinin at ve deve gibi sabahleyin koşup giden nakil vasıtalarına da andolsun.
"Mûgîrat" Mügîrenin çoğuludur ki: Ansızın düşmana karşı onu öldürmek veya esir almak veya malını elde etmek için hücum eden şeyler demektir.



4. Sonra onunla toz duman karıştıranlara.
4. (Sonra onunla) Öyle sabahleyin düşmana karşı koşup gitmekle (toz duman karıştıranlara..) da, o cihat vasıtalarına da andolsun. "İsâre": Tehyic, yâni tozları hareket ettirmek. "NakTda gubâr, toz manasınadır.



5. Sonra onunla bir topluluğun ortasına girenlere -andolsun ki:-
5. (Sonra onunla) Öyle yürüyüp gitmekle (bir topluluğun) bir düşman cemiyetinin (ortasına girenlere...) de, yâni: Din düşmanlarını parçalayarak ayrılığa düşüren, onların birliklerini darmadağın eden İslâm gazilerine de andolsun. "Vesatne" kelimesi, bir topluluğun ortasına giriverdiler demektir. Bunlara bu şekilde yemîn edilmesi, öyle cihad vasıtalarının ehemmiyetine, yüksek sanlarına işaret içindir. Müslümanları hak yolunda kahramanlığa, fedakârlığa teşvik içindir.



6. Muhakkak o insan, Rab'bi için elbette nankördür.
6. Cenab-ı Hak, yeminin cevabını, yâni: Üzerine yemîn edileni, ne için öyle yemîn edilmiş olduğunu şöylece beyan buyuruyor: (Muhakkak ki: O insan) yâni: Çoğunluğu itibariyle insan nevi, haddizatında (Rab'bi için elbette nankördür.) o kadar ilâhî nimetlere nail olduğu hâlde onların şükrünü yerine getirmeye çalışmaz. Hakkı iptale cür'et eder. Ancak temiz yaratılışlarını muhafaza edenler, yasak, ahlâksızca şeylerden kaçınırlar, nefislerini güzel faziletler ile süslemeye çalışırlar.
"Kenüd" nimete karşı nankörlükte bulunan kimsedir. Asıl mânâsı, hiç bir şey bitirmeyen yer demektir. Hayırdan kaçınan, vazifesini yapmayan kimse, öyle bir yere benzetilmiştir.



7. Ve şüphe yok ki: O -insan- bunun üzerine -bu nankörlüğüne-elbette bir şahittir.
7. (Ve şüphe yok ki: O) İnsan, o nail olduğu nimetlerin kadrini bilip şükrünü yerine getirmeyen nankör şahıs (bunun üzerine) böyle nankörlüğü hakkında (elbette bir şahittir.) kendisi de insaflıca düşününce kendisinin nankörlükte bulunmuş, şükür vazifesini yapmamış olduğunu bilir. İtirafa mecbur olur. Diğer bir görüşe göre de muhakkak ki: Allâh-ü Teâlâ, o kulunun bütün hâllerine şahittir, onları tamamen görüp bilmektedir. Bu ilâhî beyan büyük bir tehdidi içermektedir.



8. Ve şüphesiz ki: O, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.
8. (Ve şüphesiz ki, o) İnsan, tabiatı itibariyle (servet muhabbeti için pek şiddetlidir.) pek fazla cimrice bir hâlde yaşar, kimseye yardım etmek istemez. "Hayr" burada çok mal, çok servet demektir, insanlar, öyle bir malı bir hayır sandıkları için ona böyle hayır adı verilmiştir.



9. Bilmez mi ki: Kabirlerde olanlar, fırlatılacakları zaman.
9. Öyle mala düşkün, ilâhî nimetleri inkâr eden bir insan (bilmez mi ki: Kabirlerde olanlar, fırlatılacakları zaman..) pek kolaylıkla yeniden hayata erdirilerek tekrar yeryüzüne çıkarılacakları vakit..
"Bu'sire"; Son derece kolaylıkla çıkarılıp etrafa dağıtıldı demektir.



10. Ve kalplerde olanlar, toptan ortaya konduğu vakit,
10. (Ve kalplerde olanlar) Hayır ve şerre ait bütün düşünceler, kanaatler, ve gizli tutulan münafıkça, inkârca kuruntular (toptan) dışarı çıkarılarak (izhar edildiği vakit..) yâni: Kıyamet koptuğu, insanlar mahşere sevkedildiği zaman.



11. Şüphe yok ki, Rab'bileri o gün onlara -ait bütün işlerden- el-bette haberdardır.
11. (Şüphe yok ki:) Bütün o insanların (Rab'bileri) onları yaratmış, kendilerini nimetlere nail kılmış olan Kerem Sahibi Yaratıcı (onlara) ait bütün işlerden (elbette haberdardır.) yâni: Onların bütün amellerini, maksatlarını Cenab-ı Hak, ezeli ilmiyle bildiği için artık o kıyamet gününde onlara o amellerine, arzularına göre ceza verecektir. Bu da büyük bir ilâhî tehdittir. Artık insanlar, uyanmalıdırlar, daha elde fırsat varken dinî vazifelerini güzelce yapmaya çalışmalıdırlar, tâ ki: Âhiret âleminde cezadan kurtularak mükâfatlara nail olabilsinler. Kerîm, Rahim Mabudumuzdan muvaffakiyetlere nail olabilsinler. Kerîm, Rahîm Mabudumuzdan muvaffakiyetler niyaz eyleriz.
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:12.


Powered by vBulletin® Version kapalı
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, yasaya aykırı yada telif hakkı içeren paylaşımları iletişim bölümünden bizlere bildirebilirsiniz