zeinarda

Bu konu altında sizlerle kıssadan hisse diyebileceğimiz ibretlik hikayeleri paylaşacağız,sizlerin de katkılarıyla günden güne zenginleşeceğinden eminim...



Kerametin uçup kaçmakta olduğunu zannedenlerden bazıları
bir gün büyüklerden birini ziyarete gelmişler.

Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:

- Efendim falan zatsu üzerinde yürüyor.
- Balık ve kurbağa da aynısını yapıyor.

- Falan zat havada uçuyor.
- Kuşlar da öyle yapıyor.

- Falan kişi bir anda doğudan batıya, batıdan doğuya gidip geliyor.
- Bunu iblis de yapıyor.

- Efendim, o halde kemal ve olgunluğun sizce anlamı nedir?
- Dışta halkla, içte Hak la olmaktır.

A.B.A.O

Birgün sorarlar ermişin birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle,onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Ermiş göstereyim demiş.Önce sevgiyi ,saygıyı dilden gönüle indirememiş olanları davet ederek bir sofra hazırlamış.hepsi oturup çorba tabakları gelince bir kulaç saplı kaşıkları ellerine tutuşturup şart bu acundan tutup yiyeceksiniz.Mecburen kabul demişler ama gel görki yemek mümkünsüz.Bakmışlar olmuyor homurdanarak kalkmışlar aç aç.Dostlar şimdi 'sevgiyi ,saygıyı gerçekten bilenleri çagıralım'demiş. yüzleri aydınlık gözleri sevgi ile gülümseyen insanlar gelmiş oturmuş sofraya.Buyrun denilince,her biri uzun kaşıklarını çorbaya daldırıp karşıdaki kardeşine ihtimamla içirmiş.Böylece her biri digerini doyurmuş,Allah'a şükredip, birbirlerine teşekkür ederek sofradan kalmışlar.İşte! demiş ermiş:Kimki hayat sofrasında yalnız kendisini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Kim kardeşini düşünür de doyurursa, oda kardeşi tarafından doyurulacaktır.

zeinarda

teşekkürler ABAO,devamını bekleriz....

A.B.A.O

Allah'ın has kullarından,Hak aşığı,meczup Behlül Dana rahmetullahialeyh.Asıl ismi Vüheyp Bin Ömer Sayrafi'dir. Harun Reşid bu zata çok değer verir sohbetlerinden,nasihatlarından çok istifade ederdi.Behlül dana ise din konusunda kimseye taviz vermez hak yolda bildiği yoldan kessen ayrılmaz,sultanda olsa eyvallah etmezdi. Şehirde bazan dolaşırken,nasihat ediyordu bazı insanlara.Gördüğü haksız ve yanlış işlerde hemen ikaz edrdi o insanları.Bu durumdan rahatsız olan kişiler de Harun Reşid'e şikayette bulundular.Sultanım bizim bizim günahımızdan,hatalarımızdan ona ne.Her koyun kendi bacagından asılmazmı?Harun Reşid edeple şikayetleri iletti kendisine.Hiç bir şey söylemeden çıktı saraydan.Doğru gidip hayvan pazarına bir kaç koyun alıp kesti onları,sokak başlarına yükseklere astı.Gören delinin yapacagı iş bu olur dediler.Gün geçtikçe etler kokmaya başladı.her tarafı dayanılmaz bir koku kapladı.Buna rağmen kendileri cesaret edip indiremediler.Gidip Harun Reşid'e şikayet ettiler.Harun Reşid,Behlül'ü çağırıp nazikçe aktardı kendisine.Behlül sakince dinleyip ne var ,kendi bacaklarından astım ben her koyunu,niye şikayet ederler size bunu..Devam ader demekki her koyun kendi bacağın asılsada yedi mahallayi kokutur.Bir kötünün günahı,yanlışı,şerri zararı dalga dalga insanları,çevreyi rahatsız eder. Allah şefaatlerine nail eylesin.

A.B.A.O

Harun Reşid muhafızların gürültüsü ile uyanıp ne oldugunu sorunca damda yakaladıkları Behlül Dana hazretlerini huzuruna getirirler. Merakla damda ne aradığını sorunca sakince devemi arıyorum cevabına, Harun Reşid damdamı arıyorsun deyince Behlül Dana ne var sen her gün baklava börek, atlas yorgan döşek,horultu içinde cenneti arıyorum derken garib olmuyormu.?

A.B.A.O

Ey Aziz,bu dünya hayatı, aldatıcı ve kandırıcı bir seraptan ibarettir.Buna kanmak ve aldanmak saadet alameti sayılırmı?.. Elbette sayılmaz... Canab-ı Hak,bizi ayıktırmak ve bu durumu anlatmak şöyle buyurdu:'Siz ahiret hayatından geçip dünya hayatına razı mı oldunuz?...'(9/38)

A.B.A.O

Yaşlılığa verin, yukardaki yazı Abdülkadir Geylani sayfasına olacaktı.Özür dilerim düzeni bozdum.